SON DAKİKA

Keşan Haber
Keşan Gardenya Çiçekçilik

Prof. Dr. Kemal Çiçek : Kanadalı Türkler’in 105 Yıldır Unutulan Tehciri

Prof. Dr. Kemal Çiçek : Kanadalı Türkler’in 105 Yıldır Unutulan Tehciri
Bu haber 28 Mayıs 2022 - 0:03 'de eklendi ve 303 kez görüntülendi.

Osmanlı hükumetinin 1915’teki Ermeni tehcirini yapmasından 8 ay önce Kanada hükumeti bir ‘Savaş Önlemleri Kanunu’ çıkardı ve 200 Türk’ü Osmanlı oldukları için esir aldı. Bin kilometre uzaklıktaki toplama kampına sürülen Türkler ne mektup gönderebildi ne de seslerini duyurabildi. Türk olmaktan başka suçları olmayan bu insanların bir kısmı topluca gömüldü.Tarihimizle yüzleşmenin gerekliliğinin konuşulduğu bugünlerde Birinci Dünya Savaşı’nda Türk ve Müslüman oldukları için tehcir edilen Kanada’daki Türkler için en azından bir taziye mesajı beklemek hakkımızdır.Birinci Dünya Savaşı’nın 100. yıl dönümünü hatırlamak ve özellikle savaşla ilgili az bilinen konulara değinen yazılara devam ediyoruz. Bu hafta Birinci Dünya Savaşı’nda Kanadalı Türk tehcir mağdurlarının unutulmuş hikâyesini anlatacağız. Bu hikâye İpek Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Işıl Acehan’ın çalışmasına kadar mezarları bile bilinmeyen insanlarımızın hikâyesi. Osmanlı hükumetinin Ermeni tehcirini yapmasından 8 ay önce ‘Savaş Halinde Tedbir Kanunu’ çıkarıp esir toplamayı yasal hale getiren Kanada hükumeti, Osmanlı vatandaşı Ermeni ve Rumlara dokunmadı. Sadece Türkleri tehcir ederek Kingston kentindeki Fort Henry esir kampına götürdü.

EKMEK İÇİN AMERİKA VE KANADA19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı vatandaşlarının hatırı sayılır bir kısmı geçimlerini temin etmek için Amerika kıt’asına gitmeye başlamıştı. Güney Amerika’ya genelde Osmanlı Devletinin Suriye, Arabistan ve Afrika topraklarından Müslüman göçmenler gidiyordu. Kuzey Amerika’ya gidenler ise daha çok Ermeniler olmakla birlikte çok sayıda Müslüman Türk, Kürt vs. vardı. Savaş öncesinde sadece ABD’ye göç eden Osmanlı vatandaşlarının sayısı 70 binlere yaklaşmıştı. Bunların hikâyelerini iyi kötü biliyoruz. Ancak Kanada’ya giden bir avuç Osmanlı Müslüman vatandaşı hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Dr. Acehan’ın anlattıklarına göre gözden ırak ve yüzyıldır belleklerimizden silinmiş olan bu insanların çoğu bugün Erzincan’a bağlı olan Kiğı kazasındandı.

SÜRGÜN SEBEBİ: TÜRK OLMAK10 Kasım günü askeri vagonlara doldurulan Türkler’in, bütün Osmanlı vatandaşlarının düşman muamelesi görmediğini anlamaları uzun sürmedi. Osmanlı vatandaşı olmalarına rağmen kendileriyle aynı iş yerlerinde çalışan Ermeniler ve Ortodoks Makedonlar tutuklanmamıştı. Hatta gazetede çıkan haberlere göre Türkler’in alıkonmalarının asıl nedeni Brantford kentinde yaşayan 400 Ermeni’nin korunmasıydı. Kanada, savaş ilan edildiğini duyan Türkler’in isyan edebileceğinden ve Ermenilere saldıracaklarından endişe etmişti. Yine bazı gazetelere göre Türkler’in yeni kurulan posta ofisine bombalı saldırı düzenleyeceklerine dair sayısız ihbar yapılmıştı. Hâlbuki çoğu okuryazar olmayan Türkler’in muhtemelen savaştan bile haberi yoktu.

BİR MEÇHULE YOLCULUKTürkler önce 30 askerin eşliğinde karakola götürüldüler. Burada protestolar ve açlık grevleri oldu. Daha sonra kendilerine Toronto’da Stanley askeri barakalarına götürülecekleri söylendi. Ancak orada boş yer yoktu. Burada iki gün kaldılar. Sonra Kingston’da bulunan Fort Henry kalesine nakledilecekleri bildirildi. Tekrar tren vagonlarına bindirildiler. Kendilerini istasyonda binlerce meraklı kalabalık bekliyordu. Ancak Türkler tecrit edildiler ve kimseyle görüştürülmediler. Askerlerin vagonlara getirdikleri yiyeceklerle beslendiler. Daha sonra yaklaşık 1000 kilometre uzaklıkta ücra bir yer olan Kampuskasing’deki toplama kampına yolculukları başladı. Burası rayların bittiği ve kasım ayında Kuzey Kutbu kadar soğuk olan bir yerdi.

MEKTUP GÖNDERMELERİ BİLE YASAKTIKanada hükumeti kamplardaki insanlara tecrit uyguladı. 25 Kasım 1914’te yakınlarına akıbetlerini bildirmek isteyen Türkler’e Osmanlı İmparatorluğu ile haberleşme yasağı getirildi. Bir mektup bile göndermek yasaktı. Hâlbuki Suriye, Halep ve Deyrizor’da zorunlu iskâna tabi tutulan Ermeniler istedikleri zaman Amerikan Konsolosluğu’na gidebiliyor ve yardım alabiliyorlardı. İsteyenler Amerika’daki akrabalarına mektup gönderebiliyordu. Amerika’dan gelen mektuplar kamplarda sahiplerini bulabiliyordu. Ordu komutanı Cemal Paşa ordunun levazım deposundan Ermenilere gıda ve malzeme gönderiyordu.

NEDEN TEHCİR EDİLDİKLERİNİ ANLAYAMADILARGeçimlerini temin etmek için Kanada’ya göç edenler demir ve çelik dökümhaneleriyle meşhur Brantford şehrine yerleşmişlerdi. Vatanlarıyla tek bağlantıları belki de kazandıkları paraların bir kısmını ailelerine havale etmekten ibaretti. Buna rağmen 9 Kasım günü aniden kapıları çalındı ve kendilerine esir alındıkları bildirildi. Daha kötüsü tehcir edileceklerdi. Toronto Star gazetesinin konuştuğu Türkler kendilerinin Kanada vatandaşı olduğunu söylediler ve “Neden tutuklandığımızı anlayamadık” dediler. Bazıları vatandaş olalı 10 yıl olmuştu. Durum ertesi gün gazete manşetlerinden anlaşıldı. 5 Kasım günü Britanya Krallığı Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etmişti. Kanada teknik olarak İngiltere’nin düşmanını düşman bilmek zorundaydı. İşte 10 Kasım günü evlerinden alınıp götürülen 200 Türk işçinin dramı böyle başladı.

KENDİ KAMPLARINI KENDİLERİ YAPTILARBinbir meşakkatle ve yüzlerce kilometre yürütülerek esir kampına götürülen Türkler burada insanlık dışı muameleye tabi tutuldular. Günlerce vagonlarda yaşamak zorunda kaldılar. Çünkü ortada bir esir kampı bile yoktu. Bir Kanadalı muhafızın günlüğünden öğrendiğimize göre esirlere içinde kalacakları barakaları ve etrafındaki tel örgüleri yapmaları emredildi. Sürekli kar tipisi altında günlerce çalışan Türkler kamplarını inşa ettiler. Sağlıksız koşullar ve salgın hastalıklar yüzünden birçoğu hastalandı. Bazıları öldü. Birçoğu ruh sağlığını yitirdi. Kamp sakinlerinin akıbetleri hâlâ bilinmiyor.

MEZARLARI BİLE YOKTUBugün bu kamplarda yaşayanların akıbetleri hakkında hiçbir bilgimiz yoktur. Tek bildiğimiz suçları Türk olmak olan bu insanların bir kısmının Brantford kentinde Mount Hope Şehir Mezarlığı’nda topluca gömüldükleridir. Buraya “Turkish Plot” (Türk Bölümü) denilmişti. Mezar taşları bile bulunmuyordu.

SİVİL TOPLUM HAREKETE GEÇTİDr. Işıl Acehan’ın araştırmaları sonrasında Kanada’daki Türk sivil toplum örgütleri harekete geçti. Yakınlarda bu insanlar için üzerinde Ay-Yıldız ve El-Fatiha ibaresinin bulunduğu mezar taşları dikildi ve mezarları belli oldu.

KAYITLARI SİLİNEN KANADALI TÜRKLERKanadalı araştırmacı Bill Darfler’in 1950’lerde Kanada hükumetinin Birinci ve İkinci Dünya Savaşı esir kamplarına ait tüm bilgi ve belgeleri imha ettiği söylenmektedir. Bu doğruysa, Kanada’daki bu Türkler ve kamplardakilerin akıbetleri hakkında daha fazla bilgiye sahip olmamız zor görünmektedir. Fakat savaş öncesi nüfus kayıtları ve gazete haberleri sayesinde Bill Darfler onların hikâyesini kısmen yazmayı başarmıştır.

KANADALI TÜRKLER’İN YÜZYIL SIR OLARAK KALAN SIRLARIBundan yüz yıl önce kasım ayında Kanada hükumeti ülkede yaşayan Türkler’i, çoğu Kanada vatandaşı olmasına rağmen tutukladı ve süngü zoruyla tehcir etti. Bu kamplar Brantfordlu Türkler’in sonu oldu. Dr. Işıl Acehan’ın araştırmasına kadar kimse onlardan haberdar değildi. Şehir mezarlığında bir köşede adeta sır olmuşlardı.

KANADA’NIN YÜZLEŞME BEKLEYEN TEHCİR KANUNU1914 yılının Kasım ayında Kanada hükumeti “Savaş Önlemleri Kanunu” adıyla bir kanun çıkardı. Bu kanun çerçevesinde İngiltere’nin savaş ilan ettiği ülkelerden gelen göçmenler tehcir kamplarına gönderildi. Aralarında Kanada vatandaşı olan Türkler ve Ukraynalılar çoğunluktaydı. Bunların akıbetleri meçhul kaldı

Prof. Dr. Kemal ÇİÇEK

 

 

 

 

  

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.





POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA