Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.
20:56 - Keşan Belediyesi’ne Ait Taşınmazların İhalesi Gerçekleştirildi
20:46 - BEYLİKDÜZÜ VE PADERBORN KARDEŞ ŞEHİR OLDU
15:46 - Keşan DOÇEK’ten Sonbaharın Büyüleyici Atmosferinde Bisiklet Keşif Turu
12:54 - Üzerinden tabanca ve 14 adet fişek çıktı
13:53 - KEŞANLILAR, FENER ALAYI KORTEJİNDE BULUŞTU
13:26 - Kongre Meydanı tek ses tek yürek “İyi ki varsın cumhuriyet”
13:06 - Edirne 1. Amatör Ligi bu hafta başlıyor…
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1993 yılında aldığı karar ile tüm dünyada kutlanan 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’ndan yazılı açıklama yapılarak, basın özgürlüğünü gerçek anlamda sağlayacak düzenlemeler yapılması istendi.
Türkiye Genelinde 8 gazeteciler federasyonu ve bu federasyonlara üye 86 gazeteciler cemiyeti ve basın meslek kuruluşu adına TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı imzasıyla yapılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi;
“İfade ve basın özgürlüğü, demokrasinin temelidir. Halkın haber alma hürriyetinin işlerliği için, basın ve ifade özgürlüğü temel gerekliliktir.
Darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen Türk Ceza Kanunu’nda ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler ise, ülkemizde basın özgürlüğünün önündeki en büyük engeldir.
Demokratikleşme ve temel hak ve özgürlüklerin gelişmesi bakımından bu güne kadar yapılan düzenleme ve iyileştirmelere rağmen ifade ve basın özgürlüğü konusunda hala mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan sorunlar yaşanmaktadır.
Ülkemizde, Avrupa Birliği uyum süreciyle başlayan yargı reformu kapsamında, hukuk ve ceza alanındaki temel kanunlarda değişiklikler yapılsa da, ifade ve basın özgürlüğü alanını kapsayan değişiklikler dilediğimiz düzeyde olmamıştır.
Mevzuattan kaynaklanan sorunlar yapılan düzenlemelerle zaman içerisinde kolaylıkla giderilebilir. Fakat ifade ve basın özgürlüğü sorunu başta yönetim, yargı ve toplum zihniyeti olmak üzere çok boyutlu bir yaklaşım ve değişimle çözümlenebilir.
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak çağrımız, Türkiye’de insanımıza herhangi bir baskı ve müdahaleye maruz kalmadan, kendini meşru bir şekilde ifade edebilme hakkının evrensel ölçülerde tanınması ve sorunsuz bir şekilde uygulanması, toplumsal barış, hoşgörü, uzlaşı, ifade ve basın özgürlüğünün sorun olmaktan çıkması için düzenleme yapılmasıdır. Bu konuda her türlü katkıda bulunmaya hazırız.
Meslektaşlarımızın yazdıkları yazılar ve haberler nedeniyle tutuklanmadığı, cezaevlerine atılmadığı, gerçek anlamda basın özgürlüğünün sağlandığı günlerde nice 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü bayram havasında kutlamayı diliyoruz.
Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan ve “ses ve görüntü kaydı alınmasını yasaklayan” genelgenin, ne yazık ki 1 Mayıs kutlamalarını haber yapan meslektaşlarımıza da uygulandığı görülmüştür.
‘Özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi’ ve ‘görevin yerine getirilmesine engel olunması’ gerekçesiyle yayınlanan genelge, gazetecilerin haber alma özgürlüğüne taban tabana zıttır. Halkın bilgi edinme ve basın özgürlüğü adına görev yapan meslektaşlarımızın, bu genelge kapsamında tutulamayacağını ve görev yapmalarının engellenemeyeceğini Türk kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Haber alma hakkı, Anayasal bir haktır ve genelgelerle elimizden alınamaz. Basın özgürlüğüne, yasalara, insan hak ve özgürlüklerine aykırı olan söz konusu genelgeyi, basın çalışanları açısından yok hükmünde sayıyoruz.
Meslektaşlarımızın pandemi döneminde görevlerini yaparken Turkuaz Basın Kartlarını göstermeleri yeterli görülmesi gerekirken, çeşitli illerde farklı uygulamalar görülmekte ve basın kartı sahibi gazetecilerden ayrıca görev yazısı istenmektedir. Görev kâğıdının, Turkuaz basın kartı olmayan meslektaşlarımızdan istenmesi yönünde düzenleme yapılmasını bekliyor, güvenlik güçleri gibi kamu görevi yapan meslektaşlarımızın engellenmemesi çağrımızı yineliyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur…”