Etiket: saros körfezi

  • Keşan Kent Konseyi Genel Sekreteri Özdağlı: “Alan Başkanlığı: koruma mı, talan mı, yoksa yıkım mı?

    Keşan Kent Konseyi Genel Sekreteri Uzm. Dr. Uğur Özdağlı, son günlerde gündemin konuşulan konuları arasında yer alan “Alan Başkanlığı” ile ilgili yaptığı açıklamada, kendisine has özellikleri, tarihi ve doğal güzellikleri ile dünya genelinde beğeni kazanan Saros Körfezi’ndeki değerli alanların, gelecek kuşaklara aktarılmasında ciddi endişeler bulunduğunu söyledi.

    Özdağlı, Saros  Körfezi’nin, kendisine has özellikleri, tarihi ve doğal güzellikleri ile hem yerel halkın hem de dünya genelindeki insanların beğenisini kazanmış durumda olduğunun altını çizerek, ancak bu değerli alanların korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması konusunda ciddi endişeler bulunduğunu belirtti. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan Alan Başkanlığı’nın, bu değerleri koruma iddiasıyla ortaya çıkarıldığını ifade eden Uğur Özdağlı“Bölgedeki bürokrasiyi azaltarak kararların hızlı ve etkin bir şekilde alınıp uygulanmasını sağlamayı amaçlanmaktadır. Ancak pratikte, bu yapılanmanın alanları korumak yerine, ticari ve yapısal dönüşümlere zemin hazırladığı açıktır. Bu süreçte, başta Katar ve diğer Körfez sermayesinin doğalgazını Avrupa’ya pazarlamak için Saros Körfezi’nde kurulan FSRU (Sıvılaştırılmış Doğal Gaz Ünitesi) depolama tesisleri  aktif GANOS fay  hattına 7 km. mesafededir. Bu proje fay hattının sismik risklerini artırabilecek durumdadır. Beklenen. Marmara depreminde sismik olarak büyük bir risk taşıyan FSRU Limanı, Gelibolu tarihi yarımadasının, Milli Park sınırlarının kasıtlı olarak dışına çıkarılarak imar izni almıştır. Onlarca bilim insanının karşı çıkmasına rağmen, stratejik yatırım diye pazarlanan, aklı selim herkesin karşı çıktığı bu liman Saros’un kalbine saplanan bir hançerdir. Benzer durum Uludağ Milli Parkı için de geçerlidir. Alan Başkanlığı tarafından sınırların yeniden çizilmesiyle Milli Park inşaat ve yıkımla yağmaya açılmıştır. Uludağ’daki bu dönüşüm, parkı bir Milli Park’tan ziyade, eğlence ve konaklama kompleksine dönüştürmüştür. Uludağ milli parkına giriş ücretlerinin uçuk seviyelerde artışı Alan Başkanlığı’nın projeleridir.” dedi.

    “Koskoca limanı görmezden gelerek turizm için planlar yapılması akıl almaz bir durumdur”

    Kapadokya’da Tarihi Milli Park’ın ortasına yol projeleri yapıldığını ifade eden Özdağlı, şunları kaydetti; “Peri bacalarının zarar görmesi ve tarihi dokunun bozulması yol açmaktadır. Alan Başkanlığı da benzer şekilde, yarımadanın doğal ve tarihi değerlerini korumaktan ziyade, yapılaşmayı destekleyici tutumlar sergilemiştir. Peri bacalarını balonla görme şansı olmayanların karayolu ile dolaştırılması, bu bölgenin bozulmasına yol açacak riskler oluşturmuştur. Kapadokya dünya mirası hızla yapılaşmaya açılmaktadır. Saros Körfezi’ni turizmle kalkındırma toplantıları düzenlemekte, Saros’un tek kurtuluşunun Alan Başkanlığı olduğu mesajı verilmekte ama bu toplantılarda FSRU Limanı’ndan hiç bahsedilmemektedir. Koskoca limanı görmezden gelerek turizm için planlar yapılması akıl almaz bir durumdur. Bu durum, Alan Başkanlığı’nın altyapısını hazırlama çabalarının bir parçası olarak değerlendirilmekte ve yerel topluluklar tarafından endişeyle karşılanmaktadır. Turizmle kalkındırılması planlanan bu bölgede likit doğalgaz gemileri görmezden gelinse de bunları saklamak artık mümkün değildir. Benzer olarak , Marmaris Milli Parkı, İstanbul Aydos Ormanı ve Salda Gölü gibi diğer doğal alanlar da yapılaşma ve ticari faaliyetler nedeniyle tehdit altındadır. Alan Başkanlığı, sivil toplum kuruluşlarının, doğa savunucularının bilimsel verilerle, mahkemelerle karşı çıktığı doğa katliamlarının önünü tıkayarak, tek merkezli, sınırsız, geri dönüşü olmayan çevre katliamlarının önünü açmaktadır. Gizlenen gerçek kuruluş amacı da işte budur. Alan başkanlığına karşı çıkmak için birçok neden bulunabilir, ancak burada odaklanılacak temel unsurlar şunlar olabilir: Hak ve özgürlüklerin kısıtlanması: Alan Başkanlığı, bireylerin özgürce hareket etme, bilgi edinme ve ifade özgürlüğü gibi temel haklarını kısıtlamaktadır. Bu tür bir yönetim, genellikle bireysel özgürlüklerin üzerine çıkarak, toplumun genelini kontrol altında tutma eğilimindedir. Tek Kişilik Yönetim Riski: Alan başkanlığı genellikle, tek bir liderin veya küçük bir elit grubun iktidarını merkezileştirir. Bu durum, demokratik mekanizmaların zayıflamasına ve otokratik bir yönetim tarzının ortaya çıkmasına neden olur. Tek kişilik veya azınlık yönetimi, çoğunluğun sesini bastırarak toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaç ve taleplerini göz ardı etmektedir. Karar alma süreçlerinin katılımcılığının ve şeffaflığının azalması: Merkeziyetçi yapılar, karar alma süreçlerinin daha az şeffaf olmasına yol açar. Bu durum, yolsuzlukların ve kötü yönetimin artmasına zemin hazırlar. Vatandaşların karar alma süreçlerine katılımı kısıtlandığında, yöneticiler üzerindeki denetim ve hesap verebilirlik mekanizmaları çalışmaz. Sosyal ve ekonomik dengesizlikler: Alan Başkanlığı altında, kaynakların dağılımı adil olmaz, iktidarda olanlar, kaynakları kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirir ve bu da toplumda sosyal ve ekonomik dengesizliklere neden olacaktır. Eğitim, sağlık hizmetleri ve ekonomik fırsatlar gibi temel hizmetlerden bazı kesimler yeterince yararlanamazken , bazı kesimler istedikleri ranta kavuşurlar. Bu nedenlerle, alan başkanlığına karşı çıkmak, demokrasiyi, katılımcılığı, şeffaflığı ve toplumsal adaleti savunmanın ve doğa katliamlarına dur demenin tek yoludur toplumsal kalkınmanın ve bireysel özgürlüklerin korunması, merkeziyetçi ve otoriter yönetim biçimlerine karşı durarak sağlanabilir. On yıllardır ülkenin en temel sorunu da tam olarak budur.”

  • Saros Körfezi yeni çıkan çıkan kanundan etkilenecek.Konaklama faaiyetlerinde düşüş yaşanacak…

    Kaptan Saros Turizm  yetkilisi   Yasin Aydoğdu, 01.01.2024 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 7464 sayılı turizm amaçlı konut kiralamaya ilişkin kanun gereği 100 gün altı kiralamalarda köklü değişiklikler yapıldığı belirtti.

    Aydoğdu, yaptığı açıklamada, turizm cenneti olan Saros Körfezi’nin de ciddi bir şekilde  bu kanundan etkileneceği söyledi.

    Kanuna göre bölgemizde yaygın olarak yapılan konaklama faaliyetlernin ciddi bir düşüş yaşayacağına kayıt düşen Aydoğdu,  esnafların  ve   ev sahiplerinin etkileneceğini aktardı.

    Aydoğdu’nun konu ile açıklaması şöyle: “Kanuna uygun şekilde verilebilecek ev sayısı özellikle Erikli bölgesinde çok düşmüştür.  Tapusu olmayan evlerin 100 gün altı kiralanmasının önü kanun ile kapatılırken tapusu olsa dahi konut özellikleri itibariyle gerek sitede bulunan gerekse kanuna göre müstakil sayılmayan evlerin turizm amaçlı kiralanmasının şartları çok ciddi şekilde ağırlaştırılmıştır

    Bu bağlamda her bir konut kendi özelinde değerlendirilerek belgelendirilmektedir. Başvuru aşamasında bilgi girişleri doğru bir şekilde yapılmalıdır.Aksi takdirde beyana istinaden onaylanmış belgeniz olsa bile denetim aşamasında beyana aykırı bir durum söz konusu olduğunda cezai işlemler uygulanacaktır. En çok karıştırılan konu müstakillik kavramıdır . Kanunda bunun tanımı açık bir şekilde yapılmıştır. Bağlı bulunduğumuz İl Turizm Kültür Müdürlüğü de müstakil kavramı üzerinde durmuş ancak izlenimlerimize göre ev sahipleri tarafından konu yanlış değerlendirilebilmektedir. Bu konu iki taraflı da yanlış değerlendirilebilir örneğin sitelerde belge alınamaz gibi bir kanı yanlıştır. Bu konuda uzman kişilerle çalışmak her zaman için faydalı olacaktır. Biz Kaptan Saros Turizm olarak kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yeni çıkan genelgeleri de yakından takip ederek konut tipleri üzerinde ciddi bir şekilde uzmanlaştık.

    Aynı çatı altında bulunup kanuna göre müstakil olarak tanımlanmayan evler komşularından alacakları muvafakat ile belgelendirilebilmektedirler. 22.02.2024 tarihli çıkan genelgenin 3. maddesinde müstakil tanımı yapılmaktadır. Komşularından muvafakat alamayan ev sahipleri konutunu turizme dahil edemeyeceği için bölgede ciddi bir kayba sebep olacaktır. Bu bağlamda Saros bölgemizdeki esnafı zor günler bekliyor gibi görünüyor. Turizm gelirinin düştüğü bir bölgede hizmetin de düşeceği yadsınamaz bir gerçektir. Bu sebeple tüm ev sahiplerimizi sağ duyulu olmaya , turizme destek olmaya davet ediyoruz. Geçmişte yaşanan talihsiz olaylar nedeniyle konuya olumsuz bakış açısı geliştiren ev sahiplerine hak vermekteyiz ancak yeni kanunla birlikte getirilen düzenlemeler bu olumsuzlukların yaşanmaması için önlemler almıştır.Bu nedenle de kurulması oldukça güç olan ve ciddi denetimlere tabi bulunan A gurubu seyahat acentaları aracılığıyla pazarlanması zorunlu kılınmıştır. Dolayısıyla sektör daha kaliteli hizmet vermeye yönlendirilmiştir. Acentaların yanı sıra turizm konutu belgesi sahibi şahıslar da pazarlama yapabilmekte olup vergisel boyuttaki kayıplar ve güvenlik zafiyetine neden olacak konular minimum düzeye indirilecek şekilde düzenlemeler getirilmiştir.

    Tüm bu karmaşık sürecin içerisinde ev sahiplerini uyarmamız gereken bir diğer önemli konu da acenta olmadığı halde acenta faaliyeti yürüttüğünü iddia eden kişiler ile imzalanan sözleşmeler. Bu işletmeler A grubu Seyahat acentası olmadığı ve pazarlama yetkisi bulunmadığı için doğacak tüm cezai yükümlülükler yine ev sahibi üzerinde olmaktadır. Bu zor süreçte halkımız dikkatli davranmalı , muhatap olduğu firmaların acenta kuruluşlarının sezona yetişip yetişmeyeceğini de sorgulamalıdırlar, belgelerini göstermelerini talep etmelidirler.”

  • ibrice limanı’ndan çıkanlar şaşırttı…

    ibrice limanı’ndan çıkanlar şaşırttı…

    Dalgıçlar İbrice LimanI’nda temizlik yaptı. Çıkanlar ise herkesi adeta şaşırttı.
    Keşan Belediye’si öncülüğünde gerçekleşen temizlik çalışmasında çıkan araba tekerleklerinden birini de Belediye Başkanı Helvacıoğlu çıkardı.

    Keşan Belediyesi, İbrice Limanı’nda bulunan dalış merkezleri işbirliğinde 22 Mart Dünya Su Günü etkinlikleri kapsamında farkındalık oluşturmak amacıyla dalgıçların katılımıyla İbrice Limanı’nda su altı temizliği gerçekleştirdi.

    Su altı temizliği öncesinde etkinlik ve Dünya Su Günü nedeniyle Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu bir açıklama yaptı.

    22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle Keşan Belediyesi olarak bir dizi farkındalık etkinlikleri hazırladıklarını belirten ve konunun önemini vurgulamak istediklerini anlatan Helvacıoğlu, “Bugün İbrice Limanı’nda dalış merkezlerimiz ile birlikte su altı temizliği gerçekleştiriyoruz. Bugün hep birlikte önemli bir etkinliğe imza attık. Dalış merkezlerimiz işbirliğinde liman içi ve çevresinde su altı temizlik çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Bölge turizmine önemli katkılar sağlayan İbrice’deki dalış merkezlerimiz aynı zamanda da çevre sağlığı açısından son derece önemli işlere imza atıyorlar. Dünya Su Günü her ne kadar tatlı su kaynaklarının önemine dikkat çekmek amacıyla kutlansa da biz bugün temasıyla bir farkındalık oluşturalım istedik. Bugün dünyada yaklaşık 800 milyon insanın güvenli ve temiz suya erişimi yok. 2,7 milyar insan yılda en az 1 ay su kıtlığı görülen bölgelerde yaşamını sürdürüyor. Bu yüzden; yaşam kaynağımız yu korumak ve doğru kullanmak zorundayız. Sadece bir sigara izmariti 7 metreküp suyu kirletiyor. Çöpleri doğaya atan bir kişinin ekolojik dengenin bozulmasına sebebiyet verdiğini ve bundan yine kendisinin etkileneceği bir döngüye girdiğini bilmesi gerekiyor. Bilinçli dünya vatandaşı olmayı başarmamız lazım.” dedi.

    Keşan Belediyesi olarak her zaman temiz ve atıkların yer almadığı bir Saros Körfezi amaçladıklarının altını çizen Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, “İbrice’deki dalış merkezlerimiz ile yaptığımız bu anlamlı etkinlikle de farkındalık yarattığımıza inanıyoruz. Hayat kaynağımız suyun korunması ve verimli kullanılması bilincinin yaygınlaşmasına vesile olması dileğiyle Dünya Su Günü’nü kutluyorum.” şeklinde konuştu.

    Etkinlikte hem limanda hem de denizde Dünya Su Günü ile ilgili farkındalık oluşturan pankartlar açıldı.

    Dalgıçlar tarafından deniz dibinden çıkarılan atıklar Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu ve kıyıda bulunanlar tarafından toplandı.

    Denizden çok sayıda araba tekerleği, pet ve cam şişe ile plastik atıklar çıktı.

  • Saros Körfezi’ne batırılacak  yolcu uçağı gün sayıyor

    Saros Körfezi’ne batırılacak yolcu uçağı gün sayıyor

    Dünyanın en büyükleri arasında yer alan   yolcu uçağı  haziran ayında Saros Körfezi’ne  batırılacak.

    Edirne Saros Turizm  Altyapı Hizmet Birliği Başkanı Süleyman Gürsel Paçaman,Saros Körfezi’ndeki yapay resif projesinin 2010 yılında hazırlandığını söyledi.

    Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP). tarafından  1 milyon 235  bin lira  ile finanse edilen  90 ton ağırlığında 65 metre uzunluğunda ve 60 metre kanat açıklığına sahip kullanım ömrünü tamamlamış Airbus 330 tipi yolcu uçağının yapay resif projesi kapsamında Saros Körfezi’nde batırılacağını kaydeden Paçaman,”Saros Körfezi 144  çeşit balık 78 tür deniz bitkisi ve 34 tür deniz süngerine ev sahipliği yapıyor.2010 yılında bakanlar kurulu kararı ile özel çevre koruma bölgesi ilan edilen Saros Körfezi  zengin deniz altı çeşitliliği  nedeniyle deniz biyologları ve  dalış meraklıları tarafından da doğal akvaryum olarak değerlendirilmektedir.”

    Projede daha önce bin 600 adet her biri 1 ton ağırlığında beton blok  ile Çanakkale Savaşları kahramanlarını temsil eden  yapay resiflerin su altına indirildiğini aktaran Paçaman,Nusrat Mayın Gemisi adı  altında 155 gros tonluk bir sahil güvenlik gemisinin de su altına batırıldığını kaydetti.

    Yapay resifler sayesinde kıyı balıkçılığı ile dalış turizminin  gelişeceğini ifade eden Paçaman, yurtdışından da  bölgeye dalgıçların geleceğini belirtti.