Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.
00:08 - CHP Keşan İlçe Başkanı Anıl Çakır, aday adaylığı başvuru süreci hakkında bilgi verdi
21:09 - İPSALA’DA SEÇİME DOĞRU…MHP’YE 25 KİŞİ DAHA ÜYE KAYDINI YAPTIRDI…
20:48 - AKALIN: ÜNİVERSİTE KADROLARINA YAPILAN ATAMALARDA AYRIMCILIK ARTTI!
20:10 - İPSALA’DA SEÇİME DOĞRU… DALKIRAN MHP’DEN ADAY ADAYLIĞINI DÜŞÜNMÜYORUM…
20:45 - Bir araçta 42 adet tabanca mermisi ele geçirildi
20:04 - Hacıköy -Pazardere Yolu Sıcak Asfaltlanıyor
14:40 - CHP MİLLETVEKİLİ AYGÜN:”SUDAN’DA TARIM RÜYASI BİTTİ.”
İlk yurtdışı ziyaretini Yunanistan’a gerçekleştiren Türkiye Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu 28 Mart Perşembe günü Atina’daki resmi görüşmelerinin ardından aynı akşam uçakla Dedeağaç’a (Alexandroupoli) geldi. Dedeağaç’a iner inmez doğup büyüdüğü köyü, Kozlukebir’e (Arriana) geçen Mehmet Müezzinoğlu ve eşini köylüleri coşkuyla karşıladılar.
Daha sonra Kozlukebir köyündeki Çamlık lokantasında onuruna verilen akşam yemeğine katılan Müezzinoğlu, yemek sonrası köy kahvelerini ziyaret ederek, köy halkıyla karşılıklı sohbet etti.
Batı Trakya’da yaşadığı dönemde köyünün minaresinde çok defa ezan okuduğunu hatırlayan Bakan Mehmet Müezzinoğlu köy halkına yaptığı konuşmada şu sözlere yer verdi:
“Kozlukebir köyünün güzel insanları, değerli büyüklerim, gönülden sevdiğim insanlar, bizleri bu akşam burada yalnız bırakmayan çevre köylerden gelen dostlarımız.
Ben öncelikle böyle bir duyguyu bana yaşatan Rabbime teşekkür ediyorum. Tabiî bütün bu süreçleri yaşamama vesile olan, önce bu köy, bu köydeki rahmete kavuşmuş büyüklerim, hocalarım açıkçası bu köyün insanlarından, bu köyün yaşlılarından, ilkokuldaki öğretmenlerimden en büyük gücü aldım. Hiçbir zaman da burada aldığım değerleri unutmadım ve bu geldiğim noktayı, gideceğim yola merdiven yaparak ve 8 yaşında hissettiklerimi bugün 58 yaşında da hissederek gelmiş olduğum bir çizgi var. Bu çizgi, bugün hepimizi farklı bir gün yaşatıyor.
Ama özellikle en büyük teşekkürü, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’e yapmak istiyorum. Çünkü çok zor koşullarda ülkenin bağımsızlığını sağlayan, genç cumhuriyeti kuran ve o genç cumhuriyete de ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ ifadesiyle bugün var olan demokrasimizin alt yapısını kuran bir büyük lidere, burada kendi doğduğum köyde teşekkür etmek istiyorum. Bugün millet iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kurmasaydı, bugün açıkçası yine parlamenterler olurdu, ama bu parlamenterler arasında biz olur muyduk bilmiyorum. Dolayısıyla bu önderimize teşekkür etmek istiyorum.
İkinci teşekkürü Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’a etmek istiyorum. Hem ülke dinamiklerini bugün dünya çapında farklı bir noktaya taşıyan, hem de buralarda doğmuş bir başka ülkenin vatandaşı olarak, çocukluğunu gençliğini burada geçirmiş, sonradan anavatana gelmiş birinin bugün kendi hükümeti içinde Bakan olarak değerlendirmiş olmasından dolayı, Sayın Başbakanımıza da teşekkür ediyorum.
Üçüncü teşekkürü de, Yunanistan milletine, devletine teşekkür etmek istiyorum. Çünkü buradaki demokraside bugün bütün bu fırtınalardan sonra şayet kendi topraklarında doğmuş, hangi nedenle olursa olsun bugün farklı bir noktada olan birini, doğduğu köyde bir Bakan olarak konuşabilme ve onlarla hasret giderebilme imkânını tanıyan bir demokrasi ve bir insan hakları anlamında sizlere ve bizlere tanıdığı bu hak dolayısıyla Yunanistan hükümetine de teşekkür ediyorum.
Bugün Atina’da görüşmeler yaptık. Bugün Sağlık Bakanımız ve İçişleri Bakanı aynı zamanda Rodop Milletvekili Evripidis Stilyanidis ile yapmış olduğumuz görüşmelerde her iki taraf olarak da bu gün bundan 10 yıl önce konuşamadığımız bir çok konuyu, rahatlıkla konuşabilen ve bu konuları çözemesek bile çözebilme niyeti veya arzusu olan bir fotoğrafı yaşıyor olmak bile, açıkçası bu köyden ceketini alıp gitmiş bir insan olarak yaşadığım farklı bir duygudur. İnanıyorum ki bunları konuşmaya başladığımız gibi, yarınlarda da çözmeye başlayacağız. Yeter ki bizler kendi duruşumuzu, kendi dinamiklerimizi, her geçen gün çok daha güçlü hale getirelim. Yeter ki bizler insan hak ve özgürlükleri anlamında, ekonomik anlamda çok daha güçlü bir yapıya kavuşalım.
Yeter ki sizler burada kendi değerlerinizle hem milli hem manevi değerlerinize ve bu değerlerinizi koruyarak, yarınlara güvenle bakabileceğiniz bir yolculuğu yaptığınız sürece, bizler her zaman yanınızda olacağız. Zaman zaman sıkıntılarınız olsa bile, bu sıkıntıları aşabilmenin, bana göre en büyük özü, bu sokakların değerlerine sahip çıkabilmektir.
Bu sokaklar ‘Bizim sokaklarımız’ diyebilmenizdir. Buradaki değerler ‘Bizim değerlerimizdir’ diyebilmektir. ‘Biz Müslümanız, Türküz ve bu değerlerimizle biz burada varız ve o değerlerimizle yarınlara yolculuk yapacağız’ diyebilmektir. Bu anlamda vatandaşı olduğunuz bu ülkenin insan hakları anlamında, hukuk anlamında da mücadelenizi birlik ve beraberlik içinde başarabilmenizdir. Belki de bunun için en çok ihtiyacınız olan birlik ve beraberliğinizden vazgeçmemeniz, yarınki gelecek Batı Trakya Azınlığı için mutlaka en büyük gücünüz ve en büyük dayanağınız olacaktır.
Sizleri bu topraklarda bir kardeş gibi ve sahip çıkması bir değer gibi bir anavatan dün de vardı, bugün de var, yarın da daha güçlü olacaktır. Yeter ki sizler burada hak ve hukukunuz adına değerlerinize sahip çıkın. Geleceğe yolculuğunuzda asla umutsuz olmayın. Geleceğe umutla ve güvenle bakın. Ama bunu yaparken de birbirinize daha çok sahip çıkın. Birbirinize daha çok değer verin. Birlik ve beraberliği gündelik ve basit nedenlerle asla bozmayın. Allah bu farklılıkların zenginliklerini de sizlere ve bizlere daha çok nasip etsin diyorum. Hepinize teşekkür eder ve saygılar sunarım.”
Bakan Mehmet Müezzinoğlu gecenin sonunda ise eşi Faize hanım ile birlikte kayınpederinin evine giderek eşinin ailesini ziyaret etti ve hasret giderdi.
Türkiye Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve beraberindekilere ziyaretleri sırasında Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsoloslusu Osman İlhan Şener, muavin konsoloslar Adnan Öztürk, Alper Atak ve İlkay Kocayiğit eşlik ettiler.
İlk yurtdışı ziyaretini Yunanistan’a gerçekleştiren Türkiye Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu 28 Mart Perşembe günü Atina’daki resmi görüşmelerinin ardından aynı akşam uçakla Dedeağaç’a (Alexandroupoli) geldi. Dedeağaç’a iner inmez doğup büyüdüğü köyü, Kozlukebir’e (Arriana) geçen Mehmet Müezzinoğlu ve eşini köylüleri coşkuyla karşıladılar.
Daha sonra Kozlukebir köyündeki Çamlık lokantasında onuruna verilen akşam yemeğine katılan Müezzinoğlu, yemek sonrası köy kahvelerini ziyaret ederek, köy halkıyla karşılıklı sohbet etti.
Batı Trakya’da yaşadığı dönemde köyünün minaresinde çok defa ezan okuduğunu hatırlayan Bakan Mehmet Müezzinoğlu köy halkına yaptığı konuşmada şu sözlere yer verdi:
“Kozlukebir köyünün güzel insanları, değerli büyüklerim, gönülden sevdiğim insanlar, bizleri bu akşam burada yalnız bırakmayan çevre köylerden gelen dostlarımız.
Ben öncelikle böyle bir duyguyu bana yaşatan Rabbime teşekkür ediyorum. Tabiî bütün bu süreçleri yaşamama vesile olan, önce bu köy, bu köydeki rahmete kavuşmuş büyüklerim, hocalarım açıkçası bu köyün insanlarından, bu köyün yaşlılarından, ilkokuldaki öğretmenlerimden en büyük gücü aldım. Hiçbir zaman da burada aldığım değerleri unutmadım ve bu geldiğim noktayı, gideceğim yola merdiven yaparak ve 8 yaşında hissettiklerimi bugün 58 yaşında da hissederek gelmiş olduğum bir çizgi var. Bu çizgi, bugün hepimizi farklı bir gün yaşatıyor.
Ama özellikle en büyük teşekkürü, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’e yapmak istiyorum. Çünkü çok zor koşullarda ülkenin bağımsızlığını sağlayan, genç cumhuriyeti kuran ve o genç cumhuriyete de ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ ifadesiyle bugün var olan demokrasimizin alt yapısını kuran bir büyük lidere, burada kendi doğduğum köyde teşekkür etmek istiyorum. Bugün millet iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kurmasaydı, bugün açıkçası yine parlamenterler olurdu, ama bu parlamenterler arasında biz olur muyduk bilmiyorum. Dolayısıyla bu önderimize teşekkür etmek istiyorum.
İkinci teşekkürü Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’a etmek istiyorum. Hem ülke dinamiklerini bugün dünya çapında farklı bir noktaya taşıyan, hem de buralarda doğmuş bir başka ülkenin vatandaşı olarak, çocukluğunu gençliğini burada geçirmiş, sonradan anavatana gelmiş birinin bugün kendi hükümeti içinde Bakan olarak değerlendirmiş olmasından dolayı, Sayın Başbakanımıza da teşekkür ediyorum.
Üçüncü teşekkürü de, Yunanistan milletine, devletine teşekkür etmek istiyorum. Çünkü buradaki demokraside bugün bütün bu fırtınalardan sonra şayet kendi topraklarında doğmuş, hangi nedenle olursa olsun bugün farklı bir noktada olan birini, doğduğu köyde bir Bakan olarak konuşabilme ve onlarla hasret giderebilme imkânını tanıyan bir demokrasi ve bir insan hakları anlamında sizlere ve bizlere tanıdığı bu hak dolayısıyla Yunanistan hükümetine de teşekkür ediyorum.
Bugün Atina’da görüşmeler yaptık. Bugün Sağlık Bakanımız ve İçişleri Bakanı aynı zamanda Rodop Milletvekili Evripidis Stilyanidis ile yapmış olduğumuz görüşmelerde her iki taraf olarak da bu gün bundan 10 yıl önce konuşamadığımız bir çok konuyu, rahatlıkla konuşabilen ve bu konuları çözemesek bile çözebilme niyeti veya arzusu olan bir fotoğrafı yaşıyor olmak bile, açıkçası bu köyden ceketini alıp gitmiş bir insan olarak yaşadığım farklı bir duygudur. İnanıyorum ki bunları konuşmaya başladığımız gibi, yarınlarda da çözmeye başlayacağız. Yeter ki bizler kendi duruşumuzu, kendi dinamiklerimizi, her geçen gün çok daha güçlü hale getirelim. Yeter ki bizler insan hak ve özgürlükleri anlamında, ekonomik anlamda çok daha güçlü bir yapıya kavuşalım.
Yeter ki sizler burada kendi değerlerinizle hem milli hem manevi değerlerinize ve bu değerlerinizi koruyarak, yarınlara güvenle bakabileceğiniz bir yolculuğu yaptığınız sürece, bizler her zaman yanınızda olacağız. Zaman zaman sıkıntılarınız olsa bile, bu sıkıntıları aşabilmenin, bana göre en büyük özü, bu sokakların değerlerine sahip çıkabilmektir.
Bu sokaklar ‘Bizim sokaklarımız’ diyebilmenizdir. Buradaki değerler ‘Bizim değerlerimizdir’ diyebilmektir. ‘Biz Müslümanız, Türküz ve bu değerlerimizle biz burada varız ve o değerlerimizle yarınlara yolculuk yapacağız’ diyebilmektir. Bu anlamda vatandaşı olduğunuz bu ülkenin insan hakları anlamında, hukuk anlamında da mücadelenizi birlik ve beraberlik içinde başarabilmenizdir. Belki de bunun için en çok ihtiyacınız olan birlik ve beraberliğinizden vazgeçmemeniz, yarınki gelecek Batı Trakya Azınlığı için mutlaka en büyük gücünüz ve en büyük dayanağınız olacaktır.
Sizleri bu topraklarda bir kardeş gibi ve sahip çıkması bir değer gibi bir anavatan dün de vardı, bugün de var, yarın da daha güçlü olacaktır. Yeter ki sizler burada hak ve hukukunuz adına değerlerinize sahip çıkın. Geleceğe yolculuğunuzda asla umutsuz olmayın. Geleceğe umutla ve güvenle bakın. Ama bunu yaparken de birbirinize daha çok sahip çıkın. Birbirinize daha çok değer verin. Birlik ve beraberliği gündelik ve basit nedenlerle asla bozmayın. Allah bu farklılıkların zenginliklerini de sizlere ve bizlere daha çok nasip etsin diyorum. Hepinize teşekkür eder ve saygılar sunarım.”
Bakan Mehmet Müezzinoğlu gecenin sonunda ise eşi Faize hanım ile birlikte kayınpederinin evine giderek eşinin ailesini ziyaret etti ve hasret giderdi.
Türkiye Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve beraberindekilere ziyaretleri sırasında Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsoloslusu Osman İlhan Şener, muavin konsoloslar Adnan Öztürk, Alper Atak ve İlkay Kocayiğit eşlik ettiler.