Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.
15:25 - Kışın Yüzünüzdeki Kızarıklık ve Kuruma İçin Önemli İpuçları:Seboreik Dermatiti Anlamak ve Yönetmek
20:56 - Keşan Belediyesi’ne Ait Taşınmazların İhalesi Gerçekleştirildi
20:46 - BEYLİKDÜZÜ VE PADERBORN KARDEŞ ŞEHİR OLDU
15:46 - Keşan DOÇEK’ten Sonbaharın Büyüleyici Atmosferinde Bisiklet Keşif Turu
12:54 - Üzerinden tabanca ve 14 adet fişek çıktı
13:53 - KEŞANLILAR, FENER ALAYI KORTEJİNDE BULUŞTU
13:26 - Kongre Meydanı tek ses tek yürek “İyi ki varsın cumhuriyet”
Nurullah AYDIN-ANKARA
Din; kişinin vicdani tercihidir. Dünya nüfusu 6 milyarın üstündedir. 1.2 milyarı Müslüman’dır. Geri kalanı yani 5 milyar insan başka dinlere inanmaktadır.
Dünya nüfusunun belli başlı dinlere göre dağılımı;
Yüzde 33.5 Hıristiyan, yüzde 20.7 Dinsizler, yüzde 18.2 İslamiyet, yüzde 13.5 Hinduizm, yüzde 6 Budizm, yüzde 0.3 Musevi ve yüzde 7.8 diğer.
İnsanlar tarih boyunca; bireysel yaşam yerine, beslenme barınma güvenlik için toplu yaşama gereğini duymuşlardır. Toplumsal kurallar, bir arada olmayı kolaylaştırmıştır.
Bir arada olmayı anlamlı kılmak içinde; dinlemekle düşünmekle heyecanı coşkuyu sevinci artırmak içinde birçok yöntemler gerçekleştirmiştir.
İnsan; varlığının anlamını sorgulamak yaşamını anlamlı kılmak ve ölümü sonrası için sorular sormuştur. Ortaya çıkan din’ler; bilinmezlik dünyasına ilişkin düşünce görüş ve uygulama kodlarını sunmuştur.
Akıl ve beş duyusu ile algı yeteneğini geliştiren insanlar; dinlerin ve ideolojilerin çeşitliği içinde, kişisel tercihini yapmış, yaşamını şekillendirme iradesine yönelmiştir.
İnsan iradesini yönlendirme gerçeği; tarih boyunca farklı din anlayışlarını da beraberinde getirmiştir.
Yüzlerce din ortaya çıkmış, bazıları devam etmiş bazıları ise kaybolmuştur. Yeni din anlayışları değişim ve dönüşüm geçirerek inananları etkilemeye devam etmektedir.
Dinlerin temel özelliği; ritüellerle, sembollerle, simgelerle anlam kazanmalarıdır. Kelimler yanında davranış biçimleri, eylemsel olarak insanlar arası farklılaşmanın da ayırıcı özelliği haline gelmiştir.
Her din; ilkeleri ile temel bakış görüş ve anlayışları ile tek doğru gerçek kabulüne dayanır.
Her din; kendini farklılaştıran ritüelleri toplu ayin biçiminde ortaya koyar. Bunlar ibadet biçimi yanında toplu biraraya gelme yardımlaşma barışma ritüelleridir. Bunlar bayram kelimesi ile ifade edilir.
Bütün dinler; tarihsel anlamı olan inancın yansıması olan bayramlara sahiptir
Bayramlar; her türlü kinin nefretin sona erdirilmesi, sevginin barışın kardeşliğin, toplumsal birlik ve beraberliğin sağlanması için insanların bilinçlendirilmesi durumudur.
Müslümanlar; ramazan bayramını kutlarken, özeleştiri yapmak zorundadır.
İslam dünyası bugün; farklı İslam anlayışına sahip olanların birbirini katlettiği, kendi ülkelerini yakıp yıktığı, vahşetin olduğu ülkelerdir.
İslamiyet; farklı İslam anlayışı nedeniyle kimsenin kimseyi beğenmediği zıtlıklar dinine dönüştürülmüştür.
İnsanlar, gruplar, cemaatler; kendi görüşünü İslam diye sunmaktadır. İslam adında farklı inanç toplulukları oluşmuştur. İslam adında onlarca dinler yaşatılmaktadır.
Mümin, Müslüman, münafık, fasık birbirine karışmıştır.
Hurafelere mitolojilere dayalı İslam anlayışı; İslam dünyasını sarmalamıştır.
Herkes kurtarıcı rolünü oynamakta gerçekte ise kişisel çıkara dayalı düşüncesini savunmakta ve kendisine uyulmasını istemektedir.
Müslüman görünen, Müslümanlıktan geçinen, Müslüman taklidi yapanlar; etkili ve yetkilidir.
İslamiyet’i kavramsal anlatımlarla, şekilci yaşayan Müslümanlar; kendi aralarında birlik ve beraberliği, sevgiyi, hoşgörüyü, adaleti sağlayamamaktadır.
Barışın, adaletin, sevginin hakim olduğu bir dünya için; öncelikle din mensuplarının kendi aralarında bunu sağlamaları gerekir.
İslam’ı istismar edenlerin ortak özellikleri: makam, servet, , yalancı, çıkarcı olmalarıdır.
Onlar; mutlular, pişkinler, arsızlar, gururlular, kibirlilerdir. Çünkü biatle sindirdikleri iyi niyetli insanların hesap sormadıklarını biliyorlar.
Şartlanmış köleleştirilmiş insanlar; sorgulamaz, sorgulayamaz.
Yalancılığı, hırsızlığı, talanı, katliama destek vermeyi, kimlik ve kişilik haline getiren köhnemiş zihniyete sahip olanlar; İslamiyet’e en büyük kötülüğü yapmaktadırlar.
Müslümanlar; ortak değerleri paramparça eden, şarlatan önderlerini iyi tanımalıdırlar.
Müslümanlar; şartlandırılmış beyinlerindeki sarmalı parçalamak zorundadırlar. Dogmalarla iğdiş edilen beyinlerini açmalı, uyuşturulmuş bedenlerini sevgi-saygı-paylaşım-adil yönetimle enerjik hale getirmelidir.
Temiz inançlı olanları aptal yerine koyan din tacirlerinin gerçek niyetleri; anlatılmalıdır.
Aydınlanma; bilinçlenme demektir. Bilinçlenmek için ise okumak ve yansıtmak gerekir.
En içten duygularımla; Müslümanların Ramazan Bayramını kutlar; mutluluk, güvenlik, esenlik ve barış içinde yaşamanızı dilerim.