5502 sayılı SOSYAL GÜVENLİK KANUNU’nun Kurumun görevleri başlıklı3/(b) bendinde, “Hizmet sunduğu gerçek ve tüzel kişileri hak ve yükümlülükleri konusunda bilgilendirmek, haklarının kullanılmasını ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesini kolaylaştırmak” şeklinde,
5510 sayılı SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU’nun1. maddesinde bu Kanunun amacı, “Sosyal Sigortalar İle Genel Sağlık Sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir” şeklinde düzenlenmiştir.
. Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde zaman zaman aksaklıklar ve hatalar olabilmekte ise de bunların telafisi için gayret göstermek de Kamu çalışanlarının görevleridir. En büyük sorumluluk da kurumun başındaki yöneticilere düşmektedir. Anladığım kadarıyla kurum yöneticileri derdi olan vatandaşın derdini dinlememek gibi bir prensip kararı almış görünüyor.
Son zamanlarda SGK’nca eski tarihlerden işveren prim borcu kalmış olan vatandaşlara ödeme emri gönderilmekte, ödemeyenler ya da ödeme gücü olmayanlar icraya verilmekte, eğer vatandaş emekli ise emekli maaşının 1/3’ ne haciz uygulaması yapılmaktadır. Ödeme emri gönderilen eski tarihli işveren prim borçlarından bazılarının zaman aşımı süresine girdikleri, zaman aşımı süresine giren borçların vatandaş tarafından ödenmesi gibi bir zorunluluk olmadığından, hatta bu gibilere hiç ödeme emri gönderilmeden Kanun ve genelgeler gereği iptal edilmeleri gerekmektedir. Fakat kurum bu konuda çok açık olan Kanun ve genelgeleri kendilerine göre yorumlayıp uygulamakta dolayısıyla bu durumdaki vatandaşlara mağduriyet yaşatmaktadır
. Yeni emekli olmuş daha ilk maaşını almamış, 2006/6-12 aylara ait prim borcu için kurumca herhangi bir ödeme emri gönderilmeden ilk alacağı emekli aylığının 1/3’ne haciz uygulaması yapılmış bir kardeşimiz için, hukukçu arkadaşlarımızla da görüştükten sonra prim borcunun zaman aşımına tabi olduğu gerekçesi ile emekli maaşı üzerindeki haczin kaldırılması bakımından ve kesilen tutarların iadesi ve borcun iptali için talepte bulunduk.
SGK’ndan gelen cevabi yazıda, 27.04.2011 tarihinde yapılandırma talebinde bulunulduğundan 6183/103. Maddeye göre kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olunduğundan yapılacak bir işlem bulunmamaktadır”. İfadelerine yer verilmiştir. Yani zaman aşımı süresi 01.01.2012 tarihinde başlıyor 01.01.2022 tarihinde doluyor demek istiyorlar.
Halbuki 6183/102 maddesinde zaman aşımı süresi ödeme süresinin sona erdiği takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl, 818 sayılı Kanunda ise zaman aşımı süresi ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren 10 yıl olarak yer almıştır. 2006 yılı prim borçlarına da 818 sayılı Kanunun uygulanması Kanun gereği olduğundan, Kurum 6183 sayılı Kanunun “ödeme süresinin sona erdiği takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren” cümlesi ile 818 sayılı Kanunun “ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren 10 yıl” cümlesini birleştirerek vatandaştan resen ve icraen tahsilat yapmaya çalışmaktadır.
SGK 6183 sayılı Kanunu uygulasa 5 yıl zaman aşımı süresi nedeniyle vatandaşın borcu iptal olacak, 818 sayılı Kanunu uygulasa 10 yıl zaman aşımı nedeniyle vatandaşın borcu yine iptal olacağından sorumluluktan kaçmak için çareyi her iki Kanunun kendi lehlerine olan bölümlerini birleştirmekte bulmuşlar. 6183, 818 sayılı Kanunlar ve Kurumun 2020/20 sayılı genelgesi örnekleriyle çok açık olmasına rağmen bunu yapıyorlar .
Neticede vatandaş borcunu bir şekilde ödüyor, ödeyemeyen icraya veriliyor emekli maaşına haciz uygulaması yapılıyor ya da dava açıyor. Dava açanlar SGK’ya karşı davayı kazanıyorlar ve SGK dava masrafları ve vekalet ücretlerini ödemek zorunda kalıyor. SGK’NIN 2020/20 SAYILI GENELGESİ :
“-6/7/2004 ila 30/9/2008 tarihleri arasında sona eren alacaklar için, Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine istinaden, ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl,
-818 sayılı Kanuna göre tayin edilmiş olduğu durumlarda, yeni zamanaşımı süresi, zamanaşımının kesildiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl olarak, yeniden başlatılacaktır.
Örnek 2- 2007/Temmuz ayına ilişkin prim borcunun, Borçlar Kanununun 60 ıncı maddesine istinaden 1/9/2007 tarihinden itibaren on yıllık süre içinde tahsil edilmesi gerekmektedir. Bahse konu prim borcu dolayısıyla 21/2/2010 tarihinde kısmi ödeme yapıldığı varsayıldığında, zamanaşımı süresi 21/2/2010 tarihi itibariyle kesilmiş olacağından ve Borçlar Kanununun 133 üncü maddesine istinaden zamanaşımı süresi, ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren başladığından, on yıllık zamanaşımı süresi 22/2/2010 tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlayacaktır
Alacakların zamanaşımına uğratılmaması için il müdürlüklerince işyeri ve icra takip dosyaları taranarak en eski borçtan başlamak üzere zamanaşımına girme ihtimali bulunan dosyalarda zamanaşımını kesecek şekilde işlem tesis edilmesi, gerekiyorsa borçlularla iletişime geçilmesi konusunda gerekli özen ve dikkat gösterilerek işlem yapılacaktır”.
Gerek 6183 sayılı gerek 818 sayılı Kanunlar ve 2020/20 sayılı kurum genelgesi ve ÖRNEK:2 ye göre bu esnaf kardeşimizin 2006 yılı prim borçları 28.4.2021 tarihinde zaman aşımına girdiğinden takipten çıkmıştır.. Fakat kurum yöneticilerine iki oldu dilekçe yazdık talepte bulunduk RED geldi. Enteresan olan ikinci cevaplarında 10 yıl şartını kaldırmışlar sadece “ödeme süresinin sona erdiği takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren” ibaresiyle geçiştirmişler. Üçüncüyü yazdık, yine RED gelirse dava açacağız. Bu arada emekli maaşının 1/3’nün kesintisi üç aydır devam ediyor.
SGK’na yazılı talebin dışında defalarca telefonla kurum yöneticileri ile görüştüm yine netice alamadık. Suç duyurusunun ne olduğunu bilmeyenler sonunda bana “bilgi almak için vekaletin yok, suç duyurusunda bulunacağız” dediler. Halbuki ben borcu olan kardeşimizin ismini vermeden yanlış bir uygulamanın düzeltilmesi için görüştüm, mağdur olan başkalarının da olduğunu biliyordum, ama inanmadılar ısrarla örnek bir isim istediler. Bu ara herhalde ayıp olmasın diye borcu olan kardeşimizi kuruma çağırdılar, kendisine “Üç aydır emekli maaşından kesiliyor ama geriye kalan borcu 24 ay faiz uygulamak suretiyle taksitlendirme yapalım” dediler. Emekli maaşımdam kesinti yapmadan önce başta niye yapmadınız diye sormuş arkadaş, cevap UNUTTTUK.
Bir dahaki yazımda haksız şekilde emekli maaşı kesilen ve 6 aydır maaş alamayan, üstüne icraya verilen ve dava açılan vatandaşın hikayesi var.
Mehmet Deniz
Milliyetçi Hareket Partisi
İl Başkan Yardımcısı