Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.
15:25 - Kışın Yüzünüzdeki Kızarıklık ve Kuruma İçin Önemli İpuçları:Seboreik Dermatiti Anlamak ve Yönetmek
20:56 - Keşan Belediyesi’ne Ait Taşınmazların İhalesi Gerçekleştirildi
20:46 - BEYLİKDÜZÜ VE PADERBORN KARDEŞ ŞEHİR OLDU
15:46 - Keşan DOÇEK’ten Sonbaharın Büyüleyici Atmosferinde Bisiklet Keşif Turu
12:54 - Üzerinden tabanca ve 14 adet fişek çıktı
13:53 - KEŞANLILAR, FENER ALAYI KORTEJİNDE BULUŞTU
13:26 - Kongre Meydanı tek ses tek yürek “İyi ki varsın cumhuriyet”
Ne demek şimdi bu diyeceksiniz…
Başlıktan bir şey çıkarmışsınızdır umarım.
Ne demek LOP?
Ne demek HOP?
LOP ve HOP…
Bunlar acayip bir ikilidir (!)
Yerine ve sırasına göre (!)
Bakın piyasada çok sayıda LOP’LAYAN…
Çok sayıda HOP’LAYAN var…
LOPLAYANLAR hallerinden memnun…
HOPLAYANLAR pek memnun değil…
Ama bizdeki demokrasi böyle.
LOPLAYAN ile HOPLAYAN pek fark etmez.
Tahterevalliye benzer bunların işi…
Biri çıkar, biri iner.
Çıkan loplar, inen hoplar…
Bilmem anlatabildim mi?
Biraz daha açayım.
Biz son 30 yılda öylesine bir topluluk haline geldik ki, aslında, acınacak halimize, gülüyoruz…
Lop diyorum, lokma yani…
Götürme sanatı…
Yeme, içme, saltanat sürme işi….
Eğer bunu biz yapıyorsak, hiç ses seda çıkmaz.
Kim lop-lu-yorsa, iyi lop-lu-yordur, götürüyordur, yesin, içsin, saltanat sürsün, nasılsa bize de kenarından bir şey kalır mantığı ile susarız.
O susanların, sessiz kalanların çoğunluğu yandaştır, lopçunun ve lopçuların yanında yer alırlar, saf tutarlar.
O yüzden ses çıkarmazlar.
Üç maymunu oynarlar.
Görmedim, bilmiyorum, duymadım…
Yazık…
Ama geçmişten günümüze hep böyle olmuştur.
Çünkü bizdeki demokrasinin temeli bu çatı üzerine kurulmuştur.
Aparma, koparma, götürme üzerine bir kurulu düzeni yaşıyoruz.
Düzen tahterevalli düzeni.
Zamana ve şartlara göre kim ağır basarsa o çıkar, öbürü iner.
Çıkan loplar, götürür, her şey ona MÜBAHTIR.
Aşağıdaki ise bağırır…
Hop lan,hop!…
Hop, hop dedik, hop…!
Ne oluyor Orada…?
Bu seslenişte çoğu kez samimiyet yoktur.
İçtenlik yoktur.
Yıllar yılı yalan söyleyen, aldatan, HOPLAYAN ve LOPLAYAN mantığı yaşadığımız için artık millet olarak duyarsız hale geldik.
Bir tarafta LOPLAYANLAR, diğer tarafta HOPLAYANLAR olmak istemiyoruz.
Bu LOP ve HOP düzenin son bulması için, aklımızla yüreğimizin harcını birbirine katıp, adam gibi hareket etmek lazımdır.
Önce millet olarak, toplum olarak bizler vicdan ve merhamet duygusu ile hareket etmeliyiz.
Defalarca yazdım, söyledim, haykırdım.
İşin özü SİYASİ PARTİLER YASASINDAN GEÇİYOR.
O yasanın LOPLAYAN VE HOPLAYAN mantıktan kurtulması lazım.
Herkese ve her kesime Adil olması, Tarafsız olması, Eşit ve Hakça olması lazım.
Bunun yasal güvence altına alınması lazım.
Tıpkı Tüketiciyi koruma kanunu gibi.
Tıpkı Gıda kanunu gibi.
Aslında en önemli kanun olan, siyasi partiler kanununu, bir an evvel yeniden düzenlemek ve şekillendirmek gerek.
Siyasi partilerin kendi iç organlarından başlayarak en tepedeki adamı seçerken ADİL- TARAFSIZ- EŞİT VE HAKÇA belirlemek gerek.
İki dudak arası siyasetten kurtulmadığınız müddetçe, birileri LOPLAR, BİRİLERİ HOPLAR…
Ne LOPLAYACAĞIZ, NE HOPLAYACAĞIZ..
Eğer Adil ve hakça bir yönetim, tarafsız bir yönetim, eşit ve adil bir paylaşımı ileriki yıllarda görmek istiyorsanız, öncelikle TBMM çatısı altında ve siyasi partilerin çatısında, adaletin, hak ve hukuk kavramının tecellisi için çaba harcayın.
Ortaya aday diye konanlara bakın, meclis üyeliklerine yazılanlara bakın, durum değerlendirmesi yapın.
Bu siyasi mekanizma ile bu siyasi anlayış ile neyi düzeltecek, neyi iyileştireceksiniz.
İnanmayın.
Unutmayın, LOP VE HOP..
Biri loplar, biri hoplar…
Zamana ve mekana göre bu lop ve hop değişir..
TAHTEREVALLİ misali..
Yukarı çıkan loplar, aşağı inen hoplar…
Acı ama gerçek bu..
Biz ve bizim gibiler, ne LOPLAYAN, ne hoplayan mantıkta siyaset istemiyoruz, ama sesimiz sönük çıkıyor.
Millete yüzü dönük olan, dürüst, ilkeli, seviyeli, ahlaklı, namuslu bir siyaset istiyoruz, Türkiye ancak böyle aşar sorunlarını…
Gelin şu her tarafı yamuk olan siyasi partiler yasasını TAM DEMOKRATİK hale getirelim.
Bakın bakalım, ortalıkta LOPLAYAN ve hoplayan kalacak mı?
Meselenin özü burada.
Neymiş?…
Hizmete taliplermiş…
Neymiş?
Hizmet etmek için siyasete soyunmuşlar…
Yahu, geçin bunları…
Biz kimin ne için soyunduğunu çok iyi görüyoruz.
İşte ortalıkta siyasete soyunanların hali…
Kimin ne için soyunduğu belli…
Hizmet etmek isteyen, bu her yeri yamuk olan, içinde adalet ve hakkaniyet barındırmayan yasayı önce değiştirir.
Değiştirin, çok şey düzelir.
Yoksa biri loplar, biri hoplar, değişen hiçbir şey olmaz.
Değişimden yanaysanız, ilerlemekten yanaysanız, çalınmasın, çırpılmasın, hakça olsun her şey diyorsanız, samimi olun, samimi konuşun, samimi durun, samimi davranın.
Masada iken farklı, masadan kalkınca farklı konuşmayın.
Önce herkes başını iki elinin arasına alıp, yavşaklıktan bir vazgeçsin.
Yeter artık ya!
Baki Selam ve Dua ile.
MUSTAFA GÖKTAŞ
İKTİSATÇI- ÇEVRE VE TÜKETİCİ HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ (ÇETKODER) GENEL BAŞKANI
0.532.282 29 91
GOOGLE YAZIŞMA GRUBUM: http://groups.google.com.tr/group/mustafa-gokta
TWİTTER SAYFAM: https://twitter.com/#!/mustafagoktas06
—
—