SON DAKİKA

Keşan Haber
Keşan Gardenya Çiçekçilik

KANIŞKAN!DAN ÇEVİKEL’E….

KANIŞKAN!DAN ÇEVİKEL’E….
Bu haber 23 Haziran 2013 - 20:53 'de eklendi ve 183 kez görüntülendi.

Cumhuriyet Halk Partisi Keşan İlçe Başkanı Av. UFUK KANIŞKAN AKP İlçe Başkanı Av. HAKAN ÇEVİKEL ‘in haziran ayı içindeki çeşitli açıklamalarında değindiği hususlar ve ülkemizde yaşanan son gelişmelerle ilgili değerlendirmede bulundu.
Değerli basın mensupları ;
ÇEVİKEL’ in son günlerde diline doladığı HALKA ZULÜM etme ve yönetenlerin EFENDİLİK yapması kavramları konusunda kısa bir değerlendirme yapmak zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Daha öncede söylediğim gibi bu iki kavramla aslında ÇEVİKEL partisini tanımlamaktadır.
Halka zulüm kavramından başlayalım isterseniz.
Bu ülkede Anayasa’nın 34. maddesi, “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” demesine rağmen demokratik , anayasal hakkını kullananlara karşı iktidar Anayasa’yı devamlı çiğnedi. Günlerce gaz bombalı polis şiddetine sahne oldu Türkiye. Orantısız güç kullanıldı. İşin çığırından çıkması için iktidar büyük gayret gösterdi . Vatandaşına çapulcu dedi , ayrıştırdı.
Meşru ve barışçıl amaçlarla İstanbul Gezi Parkı’nda başlayan ve sonrasında başka illerimizde de meydana gelen protesto eylemlerinde, polisin vatandaşların üzerinde orantısız güç kullanmanın yanı sıra, aşırı boyutta kimyasal gaz kullanılması, halk sağlığını tehdit ederek, endişe verici boyutlara ulaştı.
Gösterilere müdahale sırasında, yakın mesafeden vatandaşların direk üzerine ve kapalı mekanlara gaz kapsüllerinin atılması neticesinde, kısa ve uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açacağı ortada . Aşırı gaz kullanımı nedeniyle, gösteri alanının dışında farklı alanlarda ve farklı mekanlarda bulunan çok sayıda vatandaşımız da etkilendi.
Daha önce de 1 mayısta böyle davranıldı , aslında pek çok protestoda aynı tarzı benimsedi iktidar.
Bunun dışında iktidarın uygulamalarında Gazeteciler işinden edildi. Talimatla… yazıları beğenilmediği için . Aydınlar, düşünenler, suçlandı. Yargılanmadan , iddianamesi yazılmadan mahkum olmuş gibi tutuklu tutuluyorlar.
Haber alma hürriyetimiz engellendi. Penguenleri seyretmeye zorlandık.
Avukatlar benim ve ÇEVİKEL’ in meslektaşları deyim yerindeyse karga tulumba derdest edildi.
Hayat tarzına müdahale edildi. Ne içeceğimize , kaç çocuk doğuracağımıza , nasıl doğum yapılacağına , nasıl ekmek yiyeceğimize … daha pek çok konuda boğucu bir müdahale .
Manevi ve fiili ZULÜM daha nasıl olur…
EFENDİLİK kavramına gelince ;
Dış basın son günlerde daha sık Başbakan Erdoğan’ın, “Kutuplaştırıcı, İslam odaklı ve gittikçe otoriterleşen liderliğinden söz ediyor . Bir kişi her şeye karar veriyor bu ülkede. Diyor. Kendi partisinin vekilleri de kaygılarını dile getiriyorlar. Başbakan her şeyin belirleyicisi . Helikopteriyle bakıyor üçüncü köprü buraya yapılsın diyor mesela . Yüksek yapıldığını düşündüğü binayı tıraşlamayan müteahhide küsüyor. Örnekler çok sıkmamak için saymayalım.
Peki bu nedir sayın ÇEVİKEL Ülkemizde olanlar Yavuz hırsız ev sahibini şaşırtır tavrıyla gizlenemez ZULMÜN ve EFENDİLİK kavramlarının tek adresini herkes bilmektedir.
Ayrışmadan , ötekileştirilmekten söz ediyorsak Bunu da kimin en iyi becerdiği bilinmektedir. Türkiye bugün 10 yıllık AKP iktidarının “ayrıştırma, kamplaştırma, ötekileştirme” siyaset anlayışının sonuçlarını yaşıyor. Bu konuda ki davranış biçimi AKP nin en üst düzey temsilcisinden tabanına kadar değişmeksizin sürüyor. İnanan , inanmayan. İçen , içmeyen. Milliyet , mezhep her konuda kutuplaşılması sanki bir politika .
Sayın ÇEVİKEL ‘in devlete , devletin polisine ve kamu malına karşı eylemlere dönüştüğünü iddia ettiği günlerce süren eylemlerin bazen hoş olmayan olaylara dönüşmesinin sebebi ne yazık ki öncelikle AKP nin konunun başından beri takındığı sivri ve kışkırtıcı bir dil. Bu konuda şiddete yönelen , hukuk kurallarını aşan davranışları kabul etmemiz söz konusu değildir. Bu polis içinde , protestocular içinde böyle değerlendirilmelidir. Bizde çifte standart yoktur.
Demokrasiyi özümseyen Keşan’lılara ve onların can güvenliğini sağlamakla görevli olduğunu bilinciyle görev yapan Emniyet Mensuplarımızı kutluyorum. Olması gerekenin nasıl olduğunu herkese gösterdikleri için.
İstanbul Gezi Parkında genç neslin demokrasi, temel hak ve özgürlükler ve insan onuruna saygı için başlattığı hareket, bir umut ve ilham kaynağıdır. Bu hareketin siyasi bir orijinin olmadığı her şekilde ortaya çıkmıştır. Konuyu bu mecradan çıkarıp başka yerlere çekmeleri, Türk demokrasisinde oluşturdukları büyük yarayı gizlemeleri mümkün değildir. Keşan da da Gençlerimiz hepimize ders vermiştir. Sağa solan çatarak vaziyeti kurtarmaya çalışacaklarına bu olaylardan almaları gereken dersleri almalarını tavsiye ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Örgütü olarak biz genç neslin demokrasi, temel hak ve özgürlükler ve insan onuruna saygı için başlattığı hareketten ilham aldık . Bu gençleri ne siyasi bir parti , ne öğretmenleri , ne aileleri , ne dış güçler ne faiz lobisi sokaklarda yürüttü. Bu insanlar bu gençler on yıldır AKP iktidarının “ayrıştırma, kamplaştırma, ötekileştirme, baskı kurma ” siyaset anlayışına tepkilerini Anayasadan kaynaklanan demokratik yollarla dile getirdiler. Bu yürüyüşler halkın istemleri doğrultusunda oluşmuştur. Yürüyüşlerde çok sayıda Cumhuriyet Halk Partili olduğu yönündeki tespitlerine gelince doğrudur mutlak . Keşan ‘ da Cumhuriyet Halk Partili sayısı oldukça fazla olduğuna göre böyle olması da normaldir. Ama bizce pek çok sayıda daha önce AKP ye oy vermiş vatandaşımız ve çocukları da yürümüştür.
Başbakan’ın son mitinglerinde öylesine sivri ve kışkırtıcı bir dili vardı ki, kendi hayat tarzını paylaşmayanlara, hayatın bin bir türlü hallerine kendisi gibi bakmayanlara karşı, sonsuz öfkesini artık hiçbir fren koyma ihtiyacı hissetmeden ifade ediyordu kürsüde…
Ne yazık ki AKP yetkilileri vatandaşının mesajını Ankara da da Keşan da da anlamakta ısrarlılar. Her defasında alıştıkları mazlumu oynama çabasındalar.

 

Cumhuriyet Halk Partisi Keşan İlçe Başkanı Av. UFUK KANIŞKAN AKP İlçe Başkanı Av. HAKAN ÇEVİKEL ‘in haziran ayı içindeki çeşitli açıklamalarında değindiği hususlar ve ülkemizde yaşanan son gelişmelerle ilgili değerlendirmede bulundu.
Değerli basın mensupları ;
ÇEVİKEL’ in son günlerde diline doladığı HALKA ZULÜM etme ve yönetenlerin EFENDİLİK yapması kavramları konusunda kısa bir değerlendirme yapmak zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Daha öncede söylediğim gibi bu iki kavramla aslında ÇEVİKEL partisini tanımlamaktadır.
Halka zulüm kavramından başlayalım isterseniz.
Bu ülkede Anayasa’nın 34. maddesi, “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” demesine rağmen demokratik , anayasal hakkını kullananlara karşı iktidar Anayasa’yı devamlı çiğnedi. Günlerce gaz bombalı polis şiddetine sahne oldu Türkiye. Orantısız güç kullanıldı. İşin çığırından çıkması için iktidar büyük gayret gösterdi . Vatandaşına çapulcu dedi , ayrıştırdı.
Meşru ve barışçıl amaçlarla İstanbul Gezi Parkı’nda başlayan ve sonrasında başka illerimizde de meydana gelen protesto eylemlerinde, polisin vatandaşların üzerinde orantısız güç kullanmanın yanı sıra, aşırı boyutta kimyasal gaz kullanılması, halk sağlığını tehdit ederek, endişe verici boyutlara ulaştı.
Gösterilere müdahale sırasında, yakın mesafeden vatandaşların direk üzerine ve kapalı mekanlara gaz kapsüllerinin atılması neticesinde, kısa ve uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açacağı ortada . Aşırı gaz kullanımı nedeniyle, gösteri alanının dışında farklı alanlarda ve farklı mekanlarda bulunan çok sayıda vatandaşımız da etkilendi.
Daha önce de 1 mayısta böyle davranıldı , aslında pek çok protestoda aynı tarzı benimsedi iktidar.
Bunun dışında iktidarın uygulamalarında Gazeteciler işinden edildi. Talimatla… yazıları beğenilmediği için . Aydınlar, düşünenler, suçlandı. Yargılanmadan , iddianamesi yazılmadan mahkum olmuş gibi tutuklu tutuluyorlar.
Haber alma hürriyetimiz engellendi. Penguenleri seyretmeye zorlandık.
Avukatlar benim ve ÇEVİKEL’ in meslektaşları deyim yerindeyse karga tulumba derdest edildi.
Hayat tarzına müdahale edildi. Ne içeceğimize , kaç çocuk doğuracağımıza , nasıl doğum yapılacağına , nasıl ekmek yiyeceğimize … daha pek çok konuda boğucu bir müdahale .
Manevi ve fiili ZULÜM daha nasıl olur…
EFENDİLİK kavramına gelince ;
Dış basın son günlerde daha sık Başbakan Erdoğan’ın, “Kutuplaştırıcı, İslam odaklı ve gittikçe otoriterleşen liderliğinden söz ediyor . Bir kişi her şeye karar veriyor bu ülkede. Diyor. Kendi partisinin vekilleri de kaygılarını dile getiriyorlar. Başbakan her şeyin belirleyicisi . Helikopteriyle bakıyor üçüncü köprü buraya yapılsın diyor mesela . Yüksek yapıldığını düşündüğü binayı tıraşlamayan müteahhide küsüyor. Örnekler çok sıkmamak için saymayalım.
Peki bu nedir sayın ÇEVİKEL Ülkemizde olanlar Yavuz hırsız ev sahibini şaşırtır tavrıyla gizlenemez ZULMÜN ve EFENDİLİK kavramlarının tek adresini herkes bilmektedir.
Ayrışmadan , ötekileştirilmekten söz ediyorsak Bunu da kimin en iyi becerdiği bilinmektedir. Türkiye bugün 10 yıllık AKP iktidarının “ayrıştırma, kamplaştırma, ötekileştirme” siyaset anlayışının sonuçlarını yaşıyor. Bu konuda ki davranış biçimi AKP nin en üst düzey temsilcisinden tabanına kadar değişmeksizin sürüyor. İnanan , inanmayan. İçen , içmeyen. Milliyet , mezhep her konuda kutuplaşılması sanki bir politika .
Sayın ÇEVİKEL ‘in devlete , devletin polisine ve kamu malına karşı eylemlere dönüştüğünü iddia ettiği günlerce süren eylemlerin bazen hoş olmayan olaylara dönüşmesinin sebebi ne yazık ki öncelikle AKP nin konunun başından beri takındığı sivri ve kışkırtıcı bir dil. Bu konuda şiddete yönelen , hukuk kurallarını aşan davranışları kabul etmemiz söz konusu değildir. Bu polis içinde , protestocular içinde böyle değerlendirilmelidir. Bizde çifte standart yoktur.
Demokrasiyi özümseyen Keşan’lılara ve onların can güvenliğini sağlamakla görevli olduğunu bilinciyle görev yapan Emniyet Mensuplarımızı kutluyorum. Olması gerekenin nasıl olduğunu herkese gösterdikleri için.
İstanbul Gezi Parkında genç neslin demokrasi, temel hak ve özgürlükler ve insan onuruna saygı için başlattığı hareket, bir umut ve ilham kaynağıdır. Bu hareketin siyasi bir orijinin olmadığı her şekilde ortaya çıkmıştır. Konuyu bu mecradan çıkarıp başka yerlere çekmeleri, Türk demokrasisinde oluşturdukları büyük yarayı gizlemeleri mümkün değildir. Keşan da da Gençlerimiz hepimize ders vermiştir. Sağa solan çatarak vaziyeti kurtarmaya çalışacaklarına bu olaylardan almaları gereken dersleri almalarını tavsiye ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Örgütü olarak biz genç neslin demokrasi, temel hak ve özgürlükler ve insan onuruna saygı için başlattığı hareketten ilham aldık . Bu gençleri ne siyasi bir parti , ne öğretmenleri , ne aileleri , ne dış güçler ne faiz lobisi sokaklarda yürüttü. Bu insanlar bu gençler on yıldır AKP iktidarının “ayrıştırma, kamplaştırma, ötekileştirme, baskı kurma ” siyaset anlayışına tepkilerini Anayasadan kaynaklanan demokratik yollarla dile getirdiler. Bu yürüyüşler halkın istemleri doğrultusunda oluşmuştur. Yürüyüşlerde çok sayıda Cumhuriyet Halk Partili olduğu yönündeki tespitlerine gelince doğrudur mutlak . Keşan ‘ da Cumhuriyet Halk Partili sayısı oldukça fazla olduğuna göre böyle olması da normaldir. Ama bizce pek çok sayıda daha önce AKP ye oy vermiş vatandaşımız ve çocukları da yürümüştür.
Başbakan’ın son mitinglerinde öylesine sivri ve kışkırtıcı bir dili vardı ki, kendi hayat tarzını paylaşmayanlara, hayatın bin bir türlü hallerine kendisi gibi bakmayanlara karşı, sonsuz öfkesini artık hiçbir fren koyma ihtiyacı hissetmeden ifade ediyordu kürsüde…
Ne yazık ki AKP yetkilileri vatandaşının mesajını Ankara da da Keşan da da anlamakta ısrarlılar. Her defasında alıştıkları mazlumu oynama çabasındalar.

 

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.





POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA