Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.
14:09 - ZAFER PARTİSİ KEŞAN İLÇE BAŞKANLIĞINDAN BASIN AÇIKLAMASIDIR
11:56 - Sünnet nasıl yapılmalıdır ?
11:47 - SAADET PARTİSİ EDİRNE TEŞKİLATINDAN AKALIN’A ZİYARET
11:46 - Keşan Trafiğine Çözüm Geliyor: Çevre Yolu Projesi İçin İlk Adım Atıldı
11:42 - Sevgi Mutfağı’ndan 514 bin 167 kap sıcak yemek
20:35 - Şüphe üzerine arandı. 5 yıl 8 ay hapis cezası ortaya çıktı
19:51 - FOTOĞRAF SANATÇISI OYUNCU BARIŞ KERİM CESUR TEKİRDAĞ’A GELİYOR
23:03 - Keşanspor’u hakemler yaktı.
17:27 - Hekim ve Sağlık Sistemi
17:23 - Gündoğdu: Trakya çiftçisi yeteri kadar desteklenmiyor
Her yılın sonunda veya başında yazmakta olduğum, geçmiş yılın değerlendirmesi ve gelecek yılın beklentileri konusunda, bu yıl ne yazacağım konusunu düşünürken, az önce eşim ile yaptığımız sohbet sırasında, Türkiye’de bir günde öldürülen dört kadın konusu gündeme geldi.
Şöyleydi medyadaki başlıklar:
• Aksaray’da bir markette çalışan 2 çocuk annesi Saadet Korkmaz, ayrılmak istediği Ramazan T. tarafından 5 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. • Muğla’da ise Hafize Günakın isimli kadın, nişanlı olduğu erkek tarafından tabancayla öldürüldü. • İzmir’de de ‘defalarca koruma kararı başvurusunda bulunan’ Çilem Kılıç boşandığı erkek tarafından öldürüldü. • Malatya’da yaşayan 73 yaşındaki Emine P. hakkında uzaklaştırma kararı çıkardığı erkek tarafından öldürüldü.
Görülüyor ki, Saadet Korkmaz ret ettiği için, Hafize Günakın ayrılmak istediği için, Emine P. koruma kararı uygulanmadığı için, Çilem Kılıç da koruma kararı verilmediği için öldürüldüler.
Öldürülen tüm kadınlarımızın ailelerinde ve dostlarında bıraktığı acıların ölçüsü saptanamaz. Mağdur oldukları için öldürülen kadınlarımızdan birinin görüntüleri TV’lerde geniş yer aldı. Bu kadınımız için görüntülü olarak şunlar anlatıldı:
İstanbul Maltepe’de bıçaklandıktan sonra diri diri yakılarak katledilen öğretim üyesi Aylin Sözer ortaya çıkan ölmeden önceki görüntüleri yürekleri burktu…
İstanbul Maltepe’de bir şahıs eski kız arkadaşı olan öğretim üyesi kadını evinde önce bıçaklayarak öldürdü. Ardından evin kapısına polis dayanınca ateşe vererek yaktı. Şahıs, polis tarafından olay yerinde gözaltına alınırken kadının cenazesi Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Öldürülen kadın, öğretmen olacak adaylara öğretmenlik yapıyordu. Görüntülerde, öğretmen adaylarına ders verirken nasıl insancıl olduğu hemen anlaşılıyordu.
Aylin öğretmen için, çalıştığı Üniversite’den yapılan alttaki açıklama, üzüntümüzü ikiye katladı.
“Üniversitemiz Eğitim Fakültesi’nde Okul Öncesi Öğretmenliği Bölüm Başkanı olarak görev yapan Dr. Öğr. Üyesi Aylin Sözer’i, 29 Aralık 2020 Salı günü (Bugün) öğle saatlerinde, maalesef bir kadın cinayetine kurban vermiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyoruz.’ İDAM’A DÖNÜŞ İSTEĞİ
İşte, bu kahredici konuları görüşürken, göz yaşlarına hakim olamayan eşim, ‘Bu katillere bir de ömür boyu yemek verilecek ve hapisanelerde barındırılacak. Düşün bir kere, Allah korusun, aynı durum kızımızın başına gelse ne yapardık’ deyince, ezelden beri karşı olduğum idam cezası aklıma geldi.
Önce, idam cezasına neden karşı olduğumu izah edeyim. Kanun yapıcıların da düşündüğü gibi, suçsuz olabilecek insanların boş yere öldürülmemesi fikrine katılıyordum. Ama son yaşanan cinayetler beni o kadar etkiledi ki, eşime, ‘Amaaan, bugüne kadar kaç kişi haksız yere müebbet hapis yedi ki? Bu acımasız katillere ömür boyu bakıp para harcayacağımıza, varsın idam edilsinler. Bu ara suçsuz olan biri de, binde bir kurban edilmiş olsun.’ deyiverdim.
Yani ben, hiç de iyi beklentilerimin olmadığı 2021 yılından itibaren ‘idam taraftarı’ bir kişi olacağım. Belki siz de biraz kafa yorarsanız aynı fikre göz yumabileceksiniz. Hoş, ne olacak yani, idam cezası bu gözü dönmüş katil bozuntularını korkutacak mı?
Ama olsun, günahsız insanları hunharca katleden bu canilere insan gözüyle değil, ‘ceberût’ gözüyle bakmak lâzım. Güçlü olan acılı aileler, zaten bu canileri hapisanelerde cezalandırıyorlar. Hapisanelerdeki yiğit delikanlılar da bu adilere bir incelik (!) yapıyorlar. Şimdiki tek tesellimiz de bunlar oluyor.
İdam’ı, medeni dünyanın lideri olarak bilinen ABD’nin pek çok eyaleti uyguluyorsa, varsın Türkiye de uygulasın bu acımasız cezayı.
2021 için beklentilerimi yazmayacağım. Zira görünüre göre, bu yıl da, tıpkı 2020 gibi umutsuz bir yıl olacağa benziyor.
Ben yine de hepinize mutlu, sağlıklı ve uzun yıllar diliyorum
Sosyal ödenek alan bir kadın, annesinin yapmış
olduğu alış-veriş için 10.500 euro geri ödeyecek.
İlhan KARAÇAY’ın yorum-haberi:
Hollanda’nın sosyal yaşam konusunda dünya liderleri arasında bulunduğunu hepimiz
biliyoruz. Bu ülkede belediyelere kayıtlı insanların, hiçbir şekilde mağdur olmayacakları da
bilincimizde.
Korona salgını nedeniyle mağdur olan insanlara yapılan devlet yardımları da takdire şayan.
Ama ne var ki, yasalarda yer alan bazı abartılı maddeler yüzünden, pek çok aile
cezalandırılıyor.
Tıpkı, geçtiğimiz ay yapılan bir Meclis Araştırması sonucunda haksız bulunan vergi
dairelerinin yapmış olduğu haksız suçlamalar gibi…
Hatırlayacaksınız, ülkede Çocuk Bakım ödeneği alan aileler arasında, sırf çifte tabiyetli
vatandaşları kontrol altına alan vergi daireleri, sahtecilikle suçladıkları ailelerin ödeneklerini
kestikleri gibi, ağır cezalar da verdiler.
Yapılan Meclis Araştırması sonunda haksız ve insafsız bulunan Vergi Daireleri suçlu
bulunurken, sorumlu Bakanlar ve hatta Başbakan’ın bile istifaları istendi.
Mağdur edilen ailelere önce 30 biner euro, daha sonra da hak ettikleri tazminatın tamamının
ödenmesi yolunda çalışmalar yapılırken, 4 Ocak’ta toplanacak olan hükümetin istifa edip
etmeyeceği de merak konusu oldu.
Hollanda’da şimdi de bir başka skandal yaşanıyor.
Wijdemeren’de yaşayan ve sosyal ödenek (fakirlik ödeneği) bir kadın, annesinin kendisi için
yapmış olduğu ekmek, kahve, yumurta, tuvalet kâğıdı gibi alış-verişler yüzünden, Belediye’ye
7.039,65 euro geri ödemeye mahkûm edildi.
‘Mahkûm edildi’ diyorum, zira Belediye’nin bu acımasız isteği karşısında mahkemeye
başvuran kadın, mahkemede de haksız bulundu ve 7.039,65 euronun yanında 3.500,00 euro da
tazminat ödemeye mahkûm edildi.
Kızının almış olduğu sosyal yardım ödeneğinin çok az olduğunu belirten anne, ‘Bu nedenle
ben arada bir kendisi için alış-veriş yaptım ve hediye ettim’ dediğine bin pişman oldu.
Sosyal ödenek veren Belediye’nin bu konuyu nasıl tespit ettiği bilinmezini bir kenara
bırakalım. Zira bu durum mahkemede geniş bir şekilde ele alındı.
Bir annenin kızına hediye babında almış olduğu ekmek ve yumurta için toplamda 10.539,65
euro ceza verilmesi komedi değil de nedir?
Bu talihsiz kadına sahip çıkan politikacı kim oldu biliyor musunuz?
Irkçılığı ile tanınan Gerd Wilders.
Hatayı ne Belediye’de ve ne de Mahkeme’de aramamak gerektiğini belirten Wilders, ‘Hata
böyle bir yasayı çıkaran siyasilerdedir’ diyor.
Ne diyelim, bir yanda sosyal yardım konusunda dünya şampiyorları arasında bulunan bir
Hollanda, diğer yanda da, yasaları uygulama konusunda abartıya kaçan ve komikleşen bir
başka Hollanda