Kategori: Turizm Haberleri
Edirne ve ilçeleri ile saros körfezinin en güncel turizm haberleri keşan haber de
-
YURTDIŞI TÜRKLERİN KONUT ALMAKTA YARIŞTIĞI YENİ GÖZDE YER: MERSİN
MERSİN’DEN
Mersin, Türkiye’nin güneyinde, Akdeniz kıyısında uluslararası limanı olan büyük bir şehirdir ve Mersin ilinin merkezidir.
Mersin, sadece güvenli bir liman değil, aynı zamanda yüksek yaşam kalitesi sunan modern bir şehirdir. Sahil şeridi boyunca uzanan lüks konut projeleri, gelişmiş sağlık hizmetleri, kaliteli eğitim kurumları ve hareketli sosyal yaşam, Mersin’i yaşanabilir kılan unsurlar arasında yer alıyor.
Mersin, gelişmiş ulaşım ağı sayesinde, Türkiye’nin ve dünyanın diğer bölgelerine kolayca ulaşım imkânı sunuyor. Modern limanı sayesinde uluslararası ticaretin önemli bir merkezi olan şehir, aynı zamanda karayolu ve havayolu bağlantılarıyla da öne çıkıyor.
Mersin, Akdeniz’in doğusunda, Türkiye’nin en uygar şehirlerinden biri.
Mersin’e gelen bir Hollandalı çift, sıcaktan kurtulmak için, tavsiye üzerine Kepirli’ye gelir.
Yaşanan depremler, pek çok kişiyi tek katlı yer evlerini tercih etmeye zorlamıştır.
MESKENDEKİ KONUM VE ÖLÇÜMLER:
Birinci yatak odası : 23.36 m2
-
YARIM KALAN BİR FAHRİ KONSOLOSLUK HABERİNİN HİKÂYESİ…
‘Genel Sekreter’ ve ‘Pazarlama Sorumlusu’ gibi, diplomasi dışı görevlerin yer aldığı Fahri Konsolosluk, ticaret amacıyla mı açıldı?
Medya ile ilişkide, diplomatik nezaket çerçevesinde hareket etmeyen elemanları ile dayanışma hakkı olan Fahri Konsolos, ilişkilerin düzelmesi için, daha toleranslı olmalı.
(Haberin Hollandacası ve daha önce yayınlanan tüm haberler en altta)
(Nederlandse versie van het nieuws en al het eerder gepubliceerde nieuws onderaan)
İlhan KARAÇAY yazdı:
Değerli Okurlarım. Hollanda’nın Amersfoort kentinde, Türkiye’nin Fahri Konsolosluğuna kabul edilen Titus Kramer ile ilgili olarak 3 haber yayınladım.
Haberlerin ilki, Fahri Konsolosluğun açılışı sırasında, Lahey Büyükelçimiz ve Konsoloslarımızın yanında, kravatsız boy gösteren, Fahri Konsolos ve 3 elemanını eleştiren bir haberdi.Bu haberin yayınlanmasından sonra, kravatsızlığın çok önemli olmadığını belirten bazılarına karşı, ‘Okuduklarını anlayamayanlar veya kasıtlı olarak eleştirenler’ başlıklı ikinci bir haber yayınladım.
Bu iki haberin yayınlanmasından sonra, bir resepsiyonda karşılaştığım Fahri Konsolos Titus Kramer ve elemanları ile medeni ölçüler içinde kısa bir konuşma geçti. Titus Kramer’in, “Bir gün bizim için olumlu bir haber yazarsın” esprisi ile görüşme sona erdi.
Birkaç gün sonra yine bir resepsiyonda karşılaştığım ekip ile aynı minvalde bir konuşma yaşandı.İmalı da olsa bu medeni görüşmeler gerçekten hoşuma gitmişti.
Daha sonra, Titus Kramer’den söz edebilmek için, iyi dostlarım olan 3 Fahri Konsolos hakkında bir derleme yapmayı ve bu derlemeye Titus Kramer’i de eklemeyi düşündüm ve yaptım.Hollanda’nın Antalya Fahri Konsolosu Yıldıray Karaer, Macaristan’ın Keyseri Fahri Konsolosu Osman Şahbaz ve Kongo’nun İstanbul Fahri Konsolosu İlyas Keskin dostlarımın arasına kattığım Titus Kramer’i de dostlarım arasına ekledim ve kendisi ile ilgili, iyi yeteneklerini anlatan
çok övücü bir anlatım yaptım.Bu anlatımdan sonra, ‘Zaruri bir açıklama’ başlığı ile bir not yazdım. Bu not, derleme yazımdan önce bana, Amersfoort Fahri Konsolosluğu adına, Pazarlama ve Halkla İlişkiler Sorumlusu olarak mesaj gönderen ve “Bir gazeteci olarak konsolosluk faaliyetlerinin kamuoyunda daha geniş bir şekilde anlaşılmasına katkıda bulunma çabalarınız takdire şayandır. Bununla birlikte, olası yanlış anlamaları önlemek için yayınlamadan önce gerçekleri iyice doğrulamanızı tavsiye ederiz.” diyen, Seyit Seyme’ye çok kızmış ve, ‘Baş üstüne sayın Pazarlama Müdürü. Tavsiyeniz üzerine, bundan sonra yazılarımı, gerçekleri iyice doğrulattıktan sonra yazarım.’ cevabını verdim.
Bu ara Titus Kramer’e de şu tavsiyede bulunmuştum:
‘Sayın Kramer, şahsınız için yazdığım tüm övücü yazılar, okurlarım tarafından takdirle karşılanacaktır.
Ne var ki, daha önce de belirttiğim gibi, göreve getirdiğiniz elemanların diplomatik kifayetsizliği, ileride sizi çok zor duruma sokabilir.
Ayrıca, daha önce de belirttiğim gibi, Konsolosluklarda Genel Sekreter ve Pazarlama ve Halkla İlişkiler diye bir makam yoktur.
Ortak dostlardan işittiğim kadarıyla, diplomasi yoksunu elemanlarınız benim hakkımda olur olmaz sözler sarfediyorlar ve benim gazeteciliğimi sorguluyorlar. Sanırım, bugünkü yayınımdan gazeteciliğin nasıl yapıldığını öğrenmiş olacaklardır.’
Bu yayınlardan sonra Titus Kramer’den bir teşekkür beklerken, aksine uzun bir sessizlik oldu.Geçen hafta, Hollanda Dış Ticaret Bakanlığı’nın Türkiye’ye yapacağı bir yatırımcı çıkarması yapacağı haberini yayınladım.
Bu yayından sonra Amersfoort Fahri Konsolosluğu’ndan bir whatsapp mesajı geldi.
Bu mesajda, Fahri Konsolosluğun faaliyetleri belirtiliyordu.
Ben de bunun üzerine aşağıdaki haber taslağını yazdım.TÜRKİYE-HOLLANDA İŞBİRLİĞİ YARIŞINA FAHRİ BAŞKONSOLOSUMUZ TİTUS KRAMER DE GİRDİ.
Hollanda Dış Ticaret Bakanlığının Türkiye’ye kalabalık bir heyet ile çıkarma yapma kararından sonra, Kramer de üç ana alanda faaliyet gösterecek.
İlhan KARAÇAY yazdı:
Önceki gün yayınladığım, ‘Hollanda’dan Türkiye’ye ekonomik çıkarma: Hollanda Dış Ticaret Bakanı ve Türk iş dünyası bir araya geliyor’ başlıklı haberimden sonra, bir güzel haber de, Utrecht-Amersfoort Fahri Başkonsolosumuz Titus Kramer’den geldi.
Titus Kramer, Türkiye ile Hollanda arasındaki çeşitli ilişkilerin zenginleştirilmesi için, ilk etapta üç ana faaliyeti açıkladı.
Kramer’in açıklaması şöyle:
“Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkileri güçlendirmek amacıyla üç ana alanda faaliyet yapmaya başladık: ‘İş Dünyası’, ‘Sanat ve Kültür’, ‘Tarihi Bağlar’.
Bu alanlarda yürütülen çalışmalar, iki ülke halkları arasında iş birliğini teşvik etmeyi, kültürel ve sanatsal etkileşimleri desteklemeyi ve ortak tarihimize dair anlayışı derinleştirmeyi amaçlamaktadır.ÜÇ ANA FAALİYET
İş Dünyası
Türkiye ve Hollanda arasındaki ticari ilişkileri güçlendirmek için iş dünyasında karşılıklı iş birliği fırsatları yaratılmakta ve iki ülke arasındaki ekonomik bağlar daha da pekiştirilmektedir. Bu çerçevede ticaret ve yatırımlar alanında köprüler kurmayı ve iş insanlarını bir araya getirmeyi hedefliyoruz.Sanat ve Kültür
Türk ve Hollandalı topluluklar arasındaki kültürel ve sanatsal etkileşimleri teşvik ederek, her iki ülkenin zengin mirasını ve modern sanatsal yaratımlarını bir araya getirmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda düzenlenen etkinlikler, kültürel bağların derinleşmesine katkıda bulunmaktadır.Tarihi Bağlar
Türkiye ve Hollanda arasındaki ortak tarihi mirası gün yüzüne çıkararak, iki toplum arasındaki uzun süreli dostluk ve iş birliğinin kökenlerini keşfetmeyi hedefliyoruz. Tarihi bağlara yönelik yapılan araştırmalar, gelecekteki ilişkilerimizi daha sağlam temeller üzerine inşa etme fırsatı sunmaktadır.Bu haberi yayınlamadan önce Titus Kramer’e göndererek, altına da şu mesajı yazdım:
Sayın Bay Kramer,
Uzun bir aradan sonra sizden bir mesaj almak gerçekten çok güzel.
Göndermiş olduğunuz mesajı, yukarıda görebileceğiniz gibi, bir haber yazısına dönüştürdüm. Ancak bu tabii ki yeterli değil.
Eğer gönderdiğiniz fotoğraflara açıklamalar eklemek isterseniz, bunları da makaleye dahil edebilirim.
Belirtmek istediğiniz başka konular olursa, lütfen bana bildirin.
Saygılarımla,
İlhanNe var ki bu çok iyi niyetli davranışıma bir cevap gelmedi.
Notumun görülmemiş olması düşüncesi ile, Titus Kramer’e aşağıdaki mesajı gönderdim.Yukarıda gördüğünüz gibi, Kramer’e, ‘Hollandaca haberin altında size bir mektup vardı.’ şeklindeki uyarıma, sadece ”Gördüm” diyebir cevap yazıldı ve daha sonra da yine ses çıkmadı.
Kramer ile yakın ilişkisi olan bir ortak arkadaşa durumu anlatmıştım. O arkadaş da Kramer’e,
“Karaçay’a neden cevap vermiyorsun. Adam senin hakkında ne güzel şeyler yazıyor” demiş.
Kramer’in arkadaşa verdiği cevap, “Benim için iyi şeyler yazıyor ama, benim ekibimdekileri eleştiriyor. Ben bu ekip ile yoluma devam edeceği ve Fahri Konsolosluğu, diğerlerinden daha değişik yapacağım” olmuş.Ben de bunları duyunca arkadaşıma, ‘ Tabii ki istediği şekilde Fahri konsolosluk yapabilir ve ekibi ile dayanışma içinde olabilir. İyi de, o zaman bu adamın amacı, Fahri Konsolosuk değil de, sadece ticaret yapmak mı?’ diye sordum.
İşte böyle değerli okurlarım, böylece haberim tamamlanmadan üstteki gibi yarım kaldı.
Şimdi, tüm bu yaşananlardan sonra, bir durum değerlendirmesi yapmam gerekiyor:
FAHRİ KONSOLOSLUK VE DİPLOMASİ İLKELERİNİN GÖLGESİNDE KALAN YAKLAŞIMLAR
Tüm bu yaşananlar, bir Fahri Konsolosluğun temel işlevi ve duruşu hakkında daha geniş bir değerlendirme yapmamı zorunlu kılıyor. Fahri Konsolosluklar, bulundukları ülkelerde Türkiye’yi temsil eden önemli diplomatik unsurlardır. Bu temsil, yalnızca ticari ilişkilerle sınırlı olmayan, aynı zamanda kültürel ve sosyal bağları güçlendiren, devletlerarası diyaloğu destekleyen bir sorumluluğu da içerir. Ancak Amersfoort Fahri Konsolosluğu’ndaki durum, bu misyonun anlamını sorgulamama neden oluyor.
Öncelikle, diplomatik temsilciliklerde görev alacak kişilerin, ilgili ülkelerin kültürüne ve diplomasi geleneklerine uygun davranışlar sergilemesi beklenir. Oysa burada, diplomatik geleneklerle bağdaşmayan ve “Pazarlama Sorumlusu” gibi ticari işlevlere atfedilen ünvanların kullanılmasını gözlemliyorum. Bu durum, Fahri Konsolosluk makamının, asıl amacından saparak ticari bir araca dönüştüğü izlenimini uyandırıyor. Bu, Fahri Konsolosluğun itibarını zedeleyen bir yaklaşım olduğu gibi, Türkiye’nin diplomasi anlayışını da yanlış yansıtabilecek bir tavırdır.
Öte yandan, medya ile ilişkilerde yaşanan olumsuzluklar, yapıcı bir diyalog fırsatını kaçırmaktan öteye geçmemelidir. Eleştiriler, kişisel saldırılar olarak değil, diplomatik temsilin gelişimine yönelik öneriler olarak değerlendirilmelidir.
Bir gazeteci olarak, bu niyetle ortaya koyduğum iyi niyetli çabaların yanıtsız kalması, yalnızca şahsımı değil, diplomatik iletişimde açıklığı ve nezaketi önemseyen geniş bir çevreyi hayal kırıklığına uğratmıştır. Ancak her eleştirinin, doğru yönetildiğinde bir gelişim fırsatı olduğu unutulmamalıdır.Sayın Kramer’in ekibiyle ilgili eleştirilerime verdiği “ekibimle devam edeceğim” yanıtı, diplomatik duruşun bireysel tercihler yerine daha geniş bir vizyonla şekillendirilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmaktadır. Diplomasi, yalnızca bir kişinin değil, bir ekibin uyumlu ve profesyonel çalışmasıyla anlam kazanır. Bu bağlamda, ekibin diplomasi geleneklerine daha uygun bir şekilde yapılandırılması, yalnızca kişisel başarıyı değil, Türkiye adına uluslararası düzeyde daha güçlü bir temsil imkânı sağlayacaktır.
Son olarak, Fahri Konsolosluk makamının, bireysel prestij ya da ticari amaçlar için değil, Türkiye’nin uluslararası itibarı için kullanılması gerektiği unutulmamalıdır. Bu önemli görev, yalnızca belirli bir bölgedeki insanlara değil, Türkiye’ye duyulan saygıyı artırma misyonuna hizmet etmelidir. Bu noktada, Sayın Kramer ve ekibinin, eleştirileri yapıcı bir şekilde değerlendirerek, diplomatik standartları yükseltecek adımlar atacağına inanmak istiyorum. Bu çaba, yalnızca temsil ettikleri görevi değil, kişisel başarı hikâyelerini de taçlandıracaktır.
-
Turizmin Varış Noktası: “Müze”
Keşan Kent Müzesi Koordinatörü Arkeolog Aslı Avcı, 26 Eylül 2024 Perşembe günü yaptığı açıklamada; 27 Eylül Dünya Turizm Günü’yle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
MÜZELER, KÜLTÜR TURİZMİNİN EN ÖNEMLİ UNSURLARINDAN BİRİDİR
1980 yılından itibaren Dünya Turizm Örgütü tarafından belirlenen 27 Eylül tarihi, Dünya Turizm Günü olarak kutlandığını hatırlatarak sözlerine başlayan Avcı, “Dünya Turizm Günü’nün amacı, turizmin sosyal, kültürel, politik ve ekonomik değerler üzerindeki etkisine dikkat çekerek önemini vurgulamak ve farkındalık yaratmaktır. Yerli ve yabancı turist için bir cazibe merkezi olan ülkemiz, farklı turizm türlerine ev sahipliği yapmaktadır. Standart tatil seçeneklerinin yanı sıra termal turizm, yat turizmi, inanç turizmi, yayla turizmi, kongre turizmi, dağ ve kayak turizmi, sualtı dalışı gibi alternatiflerin çoğaldığı sektörde, kültür turizmi son yılların gözde türleri arasına girmiştir. Kişilerin kültürel amaçlarla yaptıkları seyahatlerin artması sonucu doğan kültür turizmi; kültür varlıklarının anlam ve değer kazanmasına, toplumda kültür varlıklarının korunması ve yaşatılması için farkındalık ve bilinç oluşmasına vesile olmuştur. Bu bağlamda müzeler, kültür turizminin en önemli unsurlarından biri olmuş; özellikle 20.yy başlarında seyahatlerin merkezinde yer alarak turist deneyiminin asıl öğesi haline gelmiştir. Tanımı gereği bir seyahat olgusunu içeren ve destinasyon (varış) noktasına ihtiyaç duyan turizm için en cazip noktalardan biri müzelerdir. Günümüz koşullarında değişen ve gelişen müzecilik anlayışı ile turistlerin farklı ihtiyaçlarına da cevap veren müzeler, bulundukları kentlerin cazibe merkezlerine dönüşmüştür. Kafe, kütüphane, konser salonu gibi farklı mekanlarıyla ve interaktif sergileme teknikleri, atölye faaliyetleriyle gelen misafire farklı deneyimler sunan müzeler, kültür turizminin sürdürülebilir olmasına da katkı sunmaktadır.” ifadelerini kullandı.
MİSAFİRLERİMİZE KEŞAN’I VE BÖLGEMİZİ TANITTIK
Aslı Avcı açıklamasını şöyle tamamladı: “Keşan Kent Müzesi olarak, özellikle 2024 yaz sezonunda kentimize gelen ve yolu Keşan’dan geçen misafirlerimize Keşan’ı ve bölgemizi tanıtırken, bölge turizminde yeni bir destinasyon noktası olma yolunda ilk adımları attık. Bundan sonra da müze olarak turizm sektörü içindeki özel konumumuzla, kentimizin tarihini ve kültürünü tanıtırken, gelen misafir sayısını arttırmak ve yılın tamamına yayılan sürdürülebilir turizm vizyonunu kentimize kazandırmak hedeflerimizin başında gelmektedir.”
-
2.ENEZ ULUSAL BİSİKLET FESTİVAL…İ
Bu yıl ikincisi yapılan Enez Ulusal Bisiklet Festivali sona erdi. 30 Ağustos 1 Eylül 2024 tarihlerinde yapılan bisiklet festivaline ülkemiz ve yurt dışından 300 kişi katıldı. Festival Enez Kaymakamlığı, Edirne Belediyesi, Enez Belediyesi ve Keşan Saros Doğa ve Spor Derneği(SARDOS) iş birliğinde icra edildi. Bölgemizin eko turizm ve tarihi potansiyelini sportif bir faaliyetle tanıtmak amacı olan festivalin oldukça renkli geçtiği görüldü. 29 Ağustos tarihinde kayıt kabul ile başlayan festivalin startı 30 Ağustos Zafer Bayramı günü verildi. Zafer bayramı kutlama törenine de katılan bisikletçiler görkemli bir tören geçişi ile alkışlar eşliğinde renkli görüntüler oluşturdu.Festivalin son günü Enez limanında Enez Kaymakamı Sayın Muhammed Emin Tutal da bisikletçilerle buluşup kısa bir konuşma yaparak öğle yemeğine eşlik etti.
Kaymakam Muhammed Emin Tutal; Ülkemizin en batı ucunda yer alan sınır kenti şirin Enez’imize hoş geldiniz. Kıt imkanlarımızı zorlayarak festivalimizde sizlere güzel anlar yaşatmak için çaba harcadık umarım memnun kalmışsınızdır. 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerinde halkımızın unutamayacağı muhteşem bir tören geçişi yaptınız. Festival süresince ilçemizin tarihi, turistik ve doğal parkurlarında izlerinizi bırakarak renk verdiniz. Umarız bu festivalin devamını yapma imkânı olur ve tekrar bir araya geliriz. Festival hazırlığında ve icrasında desteğini esirgemeyen yanımızda olan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ederim, yolunuz açık olsun diyerek konuşmasına son verdi. Birlikte toplu hatıra fotoğrafı alındıktan sonra bisikletçiler dönüş hazırlıkları için kamp alanına uğurlandı.
Keşan Saros Doğa ve Spor Derneği(SARDOS) Başkanı Faruk Eker de festival ile ilgili bir değerlendirme yaptı; Ülkemizin her bölgesinden ve yurt dışından gelen bisiklet tutkunları ile yine çok güzel bir buluşma gerçekleştirdik. Birinci gün bayram törenlerine katılarak halkımıza çok güzel görsel şölen yaşattık. Akabinde Çataltepe mahallesi üzerinden Gala gölüne indik. Enez Kaymakamlığımız tarafından görevlendirilen rehberin milli parkı tanıtan bilgilendirmesi sonrasında Gala gölü ve domuz gölü rotasını sürerek kamp alanına döndük. İkinci gün Sultaniçe köyü üzerinden Saros kıyısına indik ve deniz kenarından turumuza devam ederek Karagöl mevkiinde misafirlerimizi cennet Saros’umuzun suları ile buluşturduk. Üçüncü gün de tarih ve kültür rotasında Has Yunus Bey Türbesi, Osmanlı mezarlığı, Kral kızı bazalikası, kaya mezarları, Enez kalesi ve Küçük Ayasofya camii ziyaretinden sonra limanda festivali sonlandırdık.
Başta Enez Kaymakamımız Sayın Muhammed Emin Tutal olmak üzere, paydaşlarımız Enez Belediyemize, Edirne Belediyemize teşekkür ederiz. Bunun yanında desteğini esirgemeyen Keşan Belediyemize, Çataltepe mahalle muhtarımıza , Sultaniçe köy muhtarımıza, Eserler Gıda Su Ürünleri İthalat ve İhracat Ltd. Şirketine, Delmariscos Su Ürünleri İthalat ve İhracat Ltd. Şirketine, Amcal Mineral Madencilik San. Tic. Anonim Şirketine, Uzun Ticaret Ltd. Şirketine, Renkas Grop’a ve emeği geçen herkese SARDOS olarak en kalbi duygularla teşekkür ederiz. -
KEŞAN MOTOSİKLET KULÜBÜ ERDEK’TEN DÖNDÜ
27,30 Haziran 2024 tarihlerinde Kapıdağ yarımadası Turanköyde yapılan 3.NGK Erdek Motofeste katılan Keşan Motosiklet Kulübü üyeleri döndü. Ülkenin her yerinden ve yurtdışından binlerce motosiklet tutkununun katıldığı motofest oldukça coşkulu geçti. Üç gün boyunca her gece tanınmış sanatçı ve grupların sahne aldığı festivalde coşkuyla eğlenen motosikletçiler gündüz de Marmara denizinin sularında kulaç atıp güneşin tadını çıkardı. Festival ile ilgili Keşan Motosiklet Kulübü Başkanı Önder Kılıç şu açıklamalarda bulundu;
3.NGK Erdek Motofeste katılmaktan büyük mutluluk duyduk. Geçen yıl da katıldığımız Erdek motosiklet festivali yoğun yağış ve fena hava şartları dolayısıyla bu yıl olduğu kadar kalabalık ve çoşkulu olmamıştı. Fakat bu yıl kamp alanına sığmayan ve dışarılara kadar taşan muhteşem bir katılım ile karşılaştık. Biz de yakın bölgemizde yapılan bu festivali en güzel şekilde değerlendirmek için festival etkinliklerinin yanında Kapıdağ yarımadasının tarihi ve doğal güzelliklerini gezme fırsatını yakaladık. Gün içinde yarımadanın en bakir ve berrak koylarına motorlarımızı sürdük. Ballıpınar şelalesinin soğuk sularında yüzdük. Kapıdağın muhteşem doğal güzelliklerinin yanında ormanın kalbinde tarihi bir miras olan Kirazlı Manastırını ziyaret ettik. Kyzikos antik kenti ve Hadrian tapınağı kalıntılarında muhteşem eserleri gezerken insan eli ile işlenen olağanüstü mermer ve sütunları hayranlıkla zihnimize kazıdık. Ballıpınar köyünde bir köy düğününe katıldık, lezzetli düğün yemeklerinin tadına baktık, adettir diyerek motosikletlerimizle gelin arabasının önünü kestik, kulübümüz adına takımızı taktık. Yani biz Haziran ayının son günlerinde yapılan bu muhteşem etkinlikle Temmuz ayına çok güzel bir geçiş yaptık. Ayrıca geçen yıl yaptığımız Keşan Motofesti bu yıl ne zaman yapıyorsunuz soruları ve bizim festivalde gösterilen misafirperverlik, samimiyet ve ilgiden övgüyle bahsedilmesi bizleri oldukça gururlandırdı.
Başta Erdek Motosiklet Grubu Derneği Başkanı Nihat Üner olmak üzere, dernek üyelerine, sponsorlara, emeği geçenlere ve uzak diyarlardan motosikletlerine atlayıp yollara düşen vefakâr motosiklet tutkunlarına Keşan Motosiklet Kulübümüz adına en kalbi duygularla teşekkür ederiz. -
Saros Körfezi’nde kumsala çadır kurmak yasaklandı
Türkiye’nin önemli turizm bölgelerinden Saros Körfezi’nde kumsala çadır kurmak yasaklandı.Konu ile ilgili Keşan Belediyesin’den önemli olduğu vurgulanan bir duyuru yapıldı. Kumsal alanlara da uyarı levhaları konuldu.Keşan Belediyesi’nden yapılan duyuru şöyle:” Önemli Duyuru: Kumsallarda Çadır Kurmak Yasaktır.Kumsallarda çadır kurmak yasak olup, vatandaşlarımızdan bu yasağa uymalarını bekliyoruz. Uyarı yaptığımız vatandaşlarımız, çadırlarını kaldırmıştır. Hep birlikte kurallara uyarak daha temiz ve düzenli bir çevrede tatil yapabiliriz.Herkese güzel bir tatil sezonu geçirmelerini diliyoruz.” -
Keşan Belediyesi ve ESTAB, kumsallarda temizlik seferberliğine devam ediyor
Keşan Belediyesi’nin mücavir alanlarından Yayla, Erikli ve Danişment sahillerinde plaj kumu temizleme faaliyetleri ara vermeden devam ediyor.
Belediye ve ESTAB işbirliği ile yürütülen çalışmalar, turizm sezonunun en yoğun dönemlerinde de sürerken, temiz ve bakımlı kumsallarda misafirlere en iyi hizmeti sunmak hedefleniyor.
Temizlik Çalışmalarımızla Fark Yaratıyoruz…
Keşan Belediyesi ve ESTAB tarafından organize edilen titiz temizlik çalışmaları, sadece plaj kumunu temizlemekle kalmıyor, aynı zamanda deniz ekosistemini korumaya da katkı sağlıyor. Çevre dostu yöntemlerle gerçekleştirilen temizlik faaliyetler, sahillerin doğal güzelliklerini muhafaza etmeyi amaçlıyor.
Ekipler, belirli periyodik aralıklarla plajlarda yoğunluğun az olduğu sabah saatlerinde kumsalda bulunan çakıl, izmarit, cam kırığı gibi maddeleri plaj kumu temizleme makinesi ile temizlerken, kepçe yardımıyla da düzenleme çalışması gerçekleştiriyor; aynı zamanda kumsal kenarında bulunan otların da biçilmesiyle birlikte plajlar vatandaşların güzel bir tatil geçirmeleri için hazır hale getiriliyor.
-
Keşan Kent Konseyi Genel Sekreteri Özdağlı: “Alan Başkanlığı: koruma mı, talan mı, yoksa yıkım mı?
Keşan Kent Konseyi Genel Sekreteri Uzm. Dr. Uğur Özdağlı, son günlerde gündemin konuşulan konuları arasında yer alan “Alan Başkanlığı” ile ilgili yaptığı açıklamada, kendisine has özellikleri, tarihi ve doğal güzellikleri ile dünya genelinde beğeni kazanan Saros Körfezi’ndeki değerli alanların, gelecek kuşaklara aktarılmasında ciddi endişeler bulunduğunu söyledi.
Özdağlı, Saros Körfezi’nin, kendisine has özellikleri, tarihi ve doğal güzellikleri ile hem yerel halkın hem de dünya genelindeki insanların beğenisini kazanmış durumda olduğunun altını çizerek, ancak bu değerli alanların korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması konusunda ciddi endişeler bulunduğunu belirtti. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan Alan Başkanlığı’nın, bu değerleri koruma iddiasıyla ortaya çıkarıldığını ifade eden Uğur Özdağlı, “Bölgedeki bürokrasiyi azaltarak kararların hızlı ve etkin bir şekilde alınıp uygulanmasını sağlamayı amaçlanmaktadır. Ancak pratikte, bu yapılanmanın alanları korumak yerine, ticari ve yapısal dönüşümlere zemin hazırladığı açıktır. Bu süreçte, başta Katar ve diğer Körfez sermayesinin doğalgazını Avrupa’ya pazarlamak için Saros Körfezi’nde kurulan FSRU (Sıvılaştırılmış Doğal Gaz Ünitesi) depolama tesisleri aktif GANOS fay hattına 7 km. mesafededir. Bu proje fay hattının sismik risklerini artırabilecek durumdadır. Beklenen. Marmara depreminde sismik olarak büyük bir risk taşıyan FSRU Limanı, Gelibolu tarihi yarımadasının, Milli Park sınırlarının kasıtlı olarak dışına çıkarılarak imar izni almıştır. Onlarca bilim insanının karşı çıkmasına rağmen, stratejik yatırım diye pazarlanan, aklı selim herkesin karşı çıktığı bu liman Saros’un kalbine saplanan bir hançerdir. Benzer durum Uludağ Milli Parkı için de geçerlidir. Alan Başkanlığı tarafından sınırların yeniden çizilmesiyle Milli Park inşaat ve yıkımla yağmaya açılmıştır. Uludağ’daki bu dönüşüm, parkı bir Milli Park’tan ziyade, eğlence ve konaklama kompleksine dönüştürmüştür. Uludağ milli parkına giriş ücretlerinin uçuk seviyelerde artışı Alan Başkanlığı’nın projeleridir.” dedi.
“Koskoca limanı görmezden gelerek turizm için planlar yapılması akıl almaz bir durumdur”
Kapadokya’da Tarihi Milli Park’ın ortasına yol projeleri yapıldığını ifade eden Özdağlı, şunları kaydetti; “Peri bacalarının zarar görmesi ve tarihi dokunun bozulması yol açmaktadır. Alan Başkanlığı da benzer şekilde, yarımadanın doğal ve tarihi değerlerini korumaktan ziyade, yapılaşmayı destekleyici tutumlar sergilemiştir. Peri bacalarını balonla görme şansı olmayanların karayolu ile dolaştırılması, bu bölgenin bozulmasına yol açacak riskler oluşturmuştur. Kapadokya dünya mirası hızla yapılaşmaya açılmaktadır. Saros Körfezi’ni turizmle kalkındırma toplantıları düzenlemekte, Saros’un tek kurtuluşunun Alan Başkanlığı olduğu mesajı verilmekte ama bu toplantılarda FSRU Limanı’ndan hiç bahsedilmemektedir. Koskoca limanı görmezden gelerek turizm için planlar yapılması akıl almaz bir durumdur. Bu durum, Alan Başkanlığı’nın altyapısını hazırlama çabalarının bir parçası olarak değerlendirilmekte ve yerel topluluklar tarafından endişeyle karşılanmaktadır. Turizmle kalkındırılması planlanan bu bölgede likit doğalgaz gemileri görmezden gelinse de bunları saklamak artık mümkün değildir. Benzer olarak , Marmaris Milli Parkı, İstanbul Aydos Ormanı ve Salda Gölü gibi diğer doğal alanlar da yapılaşma ve ticari faaliyetler nedeniyle tehdit altındadır. Alan Başkanlığı, sivil toplum kuruluşlarının, doğa savunucularının bilimsel verilerle, mahkemelerle karşı çıktığı doğa katliamlarının önünü tıkayarak, tek merkezli, sınırsız, geri dönüşü olmayan çevre katliamlarının önünü açmaktadır. Gizlenen gerçek kuruluş amacı da işte budur. Alan başkanlığına karşı çıkmak için birçok neden bulunabilir, ancak burada odaklanılacak temel unsurlar şunlar olabilir: Hak ve özgürlüklerin kısıtlanması: Alan Başkanlığı, bireylerin özgürce hareket etme, bilgi edinme ve ifade özgürlüğü gibi temel haklarını kısıtlamaktadır. Bu tür bir yönetim, genellikle bireysel özgürlüklerin üzerine çıkarak, toplumun genelini kontrol altında tutma eğilimindedir. Tek Kişilik Yönetim Riski: Alan başkanlığı genellikle, tek bir liderin veya küçük bir elit grubun iktidarını merkezileştirir. Bu durum, demokratik mekanizmaların zayıflamasına ve otokratik bir yönetim tarzının ortaya çıkmasına neden olur. Tek kişilik veya azınlık yönetimi, çoğunluğun sesini bastırarak toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaç ve taleplerini göz ardı etmektedir. Karar alma süreçlerinin katılımcılığının ve şeffaflığının azalması: Merkeziyetçi yapılar, karar alma süreçlerinin daha az şeffaf olmasına yol açar. Bu durum, yolsuzlukların ve kötü yönetimin artmasına zemin hazırlar. Vatandaşların karar alma süreçlerine katılımı kısıtlandığında, yöneticiler üzerindeki denetim ve hesap verebilirlik mekanizmaları çalışmaz. Sosyal ve ekonomik dengesizlikler: Alan Başkanlığı altında, kaynakların dağılımı adil olmaz, iktidarda olanlar, kaynakları kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirir ve bu da toplumda sosyal ve ekonomik dengesizliklere neden olacaktır. Eğitim, sağlık hizmetleri ve ekonomik fırsatlar gibi temel hizmetlerden bazı kesimler yeterince yararlanamazken , bazı kesimler istedikleri ranta kavuşurlar. Bu nedenlerle, alan başkanlığına karşı çıkmak, demokrasiyi, katılımcılığı, şeffaflığı ve toplumsal adaleti savunmanın ve doğa katliamlarına dur demenin tek yoludur toplumsal kalkınmanın ve bireysel özgürlüklerin korunması, merkeziyetçi ve otoriter yönetim biçimlerine karşı durarak sağlanabilir. On yıllardır ülkenin en temel sorunu da tam olarak budur.”
-
Saros Körfezi yeni çıkan çıkan kanundan etkilenecek.Konaklama faaiyetlerinde düşüş yaşanacak…
Kaptan Saros Turizm yetkilisi Yasin Aydoğdu, 01.01.2024 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 7464 sayılı turizm amaçlı konut kiralamaya ilişkin kanun gereği 100 gün altı kiralamalarda köklü değişiklikler yapıldığı belirtti.
Aydoğdu, yaptığı açıklamada, turizm cenneti olan Saros Körfezi’nin de ciddi bir şekilde bu kanundan etkileneceği söyledi.
Kanuna göre bölgemizde yaygın olarak yapılan konaklama faaliyetlernin ciddi bir düşüş yaşayacağına kayıt düşen Aydoğdu, esnafların ve ev sahiplerinin etkileneceğini aktardı.
Aydoğdu’nun konu ile açıklaması şöyle: “Kanuna uygun şekilde verilebilecek ev sayısı özellikle Erikli bölgesinde çok düşmüştür. Tapusu olmayan evlerin 100 gün altı kiralanmasının önü kanun ile kapatılırken tapusu olsa dahi konut özellikleri itibariyle gerek sitede bulunan gerekse kanuna göre müstakil sayılmayan evlerin turizm amaçlı kiralanmasının şartları çok ciddi şekilde ağırlaştırılmıştır
Bu bağlamda her bir konut kendi özelinde değerlendirilerek belgelendirilmektedir. Başvuru aşamasında bilgi girişleri doğru bir şekilde yapılmalıdır.Aksi takdirde beyana istinaden onaylanmış belgeniz olsa bile denetim aşamasında beyana aykırı bir durum söz konusu olduğunda cezai işlemler uygulanacaktır. En çok karıştırılan konu müstakillik kavramıdır . Kanunda bunun tanımı açık bir şekilde yapılmıştır. Bağlı bulunduğumuz İl Turizm Kültür Müdürlüğü de müstakil kavramı üzerinde durmuş ancak izlenimlerimize göre ev sahipleri tarafından konu yanlış değerlendirilebilmektedir. Bu konu iki taraflı da yanlış değerlendirilebilir örneğin sitelerde belge alınamaz gibi bir kanı yanlıştır. Bu konuda uzman kişilerle çalışmak her zaman için faydalı olacaktır. Biz Kaptan Saros Turizm olarak kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yeni çıkan genelgeleri de yakından takip ederek konut tipleri üzerinde ciddi bir şekilde uzmanlaştık.
Aynı çatı altında bulunup kanuna göre müstakil olarak tanımlanmayan evler komşularından alacakları muvafakat ile belgelendirilebilmektedirler. 22.02.2024 tarihli çıkan genelgenin 3. maddesinde müstakil tanımı yapılmaktadır. Komşularından muvafakat alamayan ev sahipleri konutunu turizme dahil edemeyeceği için bölgede ciddi bir kayba sebep olacaktır. Bu bağlamda Saros bölgemizdeki esnafı zor günler bekliyor gibi görünüyor. Turizm gelirinin düştüğü bir bölgede hizmetin de düşeceği yadsınamaz bir gerçektir. Bu sebeple tüm ev sahiplerimizi sağ duyulu olmaya , turizme destek olmaya davet ediyoruz. Geçmişte yaşanan talihsiz olaylar nedeniyle konuya olumsuz bakış açısı geliştiren ev sahiplerine hak vermekteyiz ancak yeni kanunla birlikte getirilen düzenlemeler bu olumsuzlukların yaşanmaması için önlemler almıştır.Bu nedenle de kurulması oldukça güç olan ve ciddi denetimlere tabi bulunan A gurubu seyahat acentaları aracılığıyla pazarlanması zorunlu kılınmıştır. Dolayısıyla sektör daha kaliteli hizmet vermeye yönlendirilmiştir. Acentaların yanı sıra turizm konutu belgesi sahibi şahıslar da pazarlama yapabilmekte olup vergisel boyuttaki kayıplar ve güvenlik zafiyetine neden olacak konular minimum düzeye indirilecek şekilde düzenlemeler getirilmiştir.
Tüm bu karmaşık sürecin içerisinde ev sahiplerini uyarmamız gereken bir diğer önemli konu da acenta olmadığı halde acenta faaliyeti yürüttüğünü iddia eden kişiler ile imzalanan sözleşmeler. Bu işletmeler A grubu Seyahat acentası olmadığı ve pazarlama yetkisi bulunmadığı için doğacak tüm cezai yükümlülükler yine ev sahibi üzerinde olmaktadır. Bu zor süreçte halkımız dikkatli davranmalı , muhatap olduğu firmaların acenta kuruluşlarının sezona yetişip yetişmeyeceğini de sorgulamalıdırlar, belgelerini göstermelerini talep etmelidirler.”
-
EDİRNE’DE “AYÇİÇEĞİ TARLASINDA BİSİKLETLİ TURİST” TEMALI FOTOĞRAF AVRUPA BİSİKLET FEDERASYONU EUROVELO 2024 TAKVİMİNDE KAPAK OLDU
Tarihi ve kültürel zenginliğiyle öne çıkan Edirne, bisiklet turizmi açısından da önemli bir destinasyon haline geldi. EuroVelo 13 rotasının Türkiye’deki önemli bir durağı olan Edirne, 2024 yılı EuroVelo takviminin Temmuz ayı görselinde yer aldı.
Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği üyesi fotoğraf sanatçısı Mesut Özder tarafından çekilen fotoğraf, Edirne’nin Büyükdöllük Köyü yakınlarındaki EuroVelo 13 rotası üzerinde kaydedildi. Sonsuzluk hissi veren bir ayçiçeği tarlası içinde EDOSK formalı bisiklet süren sporcuları gösteren fotoğraf, bölgenin ve EuroVelo 13 rotasının Edirne bölümünün çekiciliğini gözler önüne seriyor.
EuroVelo 13: Demir Perde Bisiklet Yolu
EuroVelo 13, Barents Denizi’nden Karadeniz’e uzanan 10.550 kilometrelik bir rota sunuyor. Bu rota, Soğuk Savaş döneminde Avrupa’yı bölen Demir Perde’nin izlerini takip ediyor. Rota boyunca 14 UNESCO Dünya Mirası alanı, 3 Avrupa denizi ve birçok tarihi şehir ve kasaba bulunmakta olup, toplamda 20 ülkeyi kapsıyor.
Edirne Bisiklet Turizmi İçin Önemli Bir Durak
Edirne, EuroVelo 13 rotasının Türkiye’deki önemli bir durağı. Selimiye Camii, Üç Şerefeli Camii ve Meriç Nehri gibi turistik cazibe merkezlerine ev sahipliği yapan Edirne, bisiklet severleri
tarihi ve doğal güzellikleriyle buluşturuyor. Avrupa’dan Asya’ya uzanan bisiklet yolcuları, Edirne-İstanbul güzergahını kullanarak Asya’ya geçiş yapıyorlar.
Edirne’deki STK’lardan EuroVelo’ya Katkı!
Edirne’den Edirne Doğa Sporları Kulübü (EDOSK), Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği (ETTDER) ve Trakya Doğa Sporları İhtisas Spor Kulübü (TRAKDOSK) gibi sivil toplum kuruluşları, EuroVelo 13 rotasının Türkiye’deki gelişimi ve tanıtımı için uluslararası düzeyde çalışmalar yürütüyor. Edirne’nin bisiklet turizmi potansiyelini ortaya çıkarmak adına yapılan bu çabalar, EuroVelo’nun dikkatini çekmiş ve 2024 takviminin Temmuz ayı görselinde Edirne’yi kapsayan bir fotoğraf yer almıştır.
Edirne’de Bisiklet Keyfi Her Mevsim Farklı
Edirne’nin bereketli topraklarında uzanan bisiklet rotaları, her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Lavanta tarlalarının moru, ayçiçeklerinin sarısı ve buğday tarlalarının altın rengi, bisiklet tutkunlarına unutulmaz bir görsel şölen sunuyor. Bu eşsiz manzaralar, bisiklet tutkunlarını Edirne’nin doğal zenginlikleriyle buluştururken, EuroVelo 13 rotasının da bu güzellikleri keşfetmelerine olanak tanıyor. Edirne, tarih, kültür ve doğa ile iç içe geçen bisiklet maceraları için ideal bir destinasyon olarak öne çıkıyor.
EuroVelo ile Avrupa’yı Bisikletle Keşfedin!
Avrupa’nın keşfedilmeyi bekleyen güzellikleriyle tanışmak isteyen bisiklet tutkunları için harika bir fırsat olan bu bisiklet yolu ağı, 17 uzun rota ile Avrupa’nın dört bir yanını kapsıyor. Toplamda 90.000 kilometreyi aşan bu ağ, ulusal, bölgesel ve yerel yönetimler, ticari hizmet sağlayıcılar ve STK’lar tarafından desteklenerek her geçen gün genişliyor.
EuroVelo rotaları, tarihi şehirlerden geçenlerden, nefes kesici doğal güzelliklere uzananlara kadar farklı deneyimler sunmak üzere tasarlanmıştır. Günübirlik geziler için uygun olan rotaların yanı sıra, daha zorlu parkurlar da bisiklet tutkunlarına meydan okuyor.