SON DAKİKA

Keşan Haber
Keşan Gardenya Çiçekçilik

BUEK

BUEK
Bu haber 12 Mart 2014 - 13:54 'de eklendi ve 619 kez görüntülendi.

Ahmet AK

0 533 3423055

ahmet.ak.315080@facebook.com

Önceki hafta Cumartesi akşamı TEK RUMELİ TV’de “Ekonomide Ufuk Turu” programında BUEK başkanı ENVER YÜCEL ve KEYİAD Başkanı AHMET ELER ile Keşanlı eğitimcilerimizden sevgili kardeşimiz SEVTAP ENGİN, kalkınmada eğitimin rolünü konuşacaklardı ki, sormayın gitsin! Teknik arızalar, çekimi gerçekleştirilen söyleşiyi, zamanında yayınlamaya olanak tanımadı.
Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları (BUEK) Başkanı Enver Yücel, dershaneleri uzaktan eğitim yapan açık liselere dönüştürmek istediklerini söylüyordu.
Yücel’in konuya ilişkin, “Önümüzdeki günlerde Türkiye’yle ilgili, yeniden eğitim teknolojilerinin kullanılmasıyla ilgili önemli gelişmeler olacağını, gerek Bahçeşehir Kolejleri’nde, gerek Uğur Hazırlık Liseleri’nde, gerekse yeni kuracakları açık lise denilen ‘hibrid’ bir modelin altyapısını Apple ile birlikte yapabileceklerini” söylediği görüşleri, SABAH’ın 12 Aralık 2013 tarihli haberinde de yer almıştı.
Özel dershanelerin dönüşümüne ilişkin olarak, Önümüzdeki günlerde eğitim teknolojilerinin kullanılmasıyla ilgili önemli gelişmelerin olabileceği bekleniyor. Uzaktan eğitimin yaygınlaşması ile birlikte, günümüzde daha çok yükseköğretim seviyesinde kullanılan uzaktan öğretim yöntemleri, “daha küçük yaş gruplarına, hatta okul öncesi düzeyinde bile kullanılmalıdır” diye düşünenler; bu noktada “Fatih Projesini” önemseyen eğitim tasarımcılarının ne düşündükleri; hangi hazırlıklar içerisinde oldukları, kamuoyunca merak ediliyor.
Eğitim tasarımcılarının, dijital eğitimi, sınav uygulamalarıyla birlikte bu yıl çok yoğun kullanmaya hazırlandıkları anlaşılıyor. Ülkenin her noktasına taşınacak olan uzaktan eğitim projeleri ile akademik başarı kadar, hatta belki daha da fazla, yöneltme, gelecek tasarlama, kariyer planlama hizmeti ile ortaya çıkacak gelişmeler, ülke ve dünya geleceğinin buna gerçekten ihtiyaç duyup duymadığı, henüz tam olarak bilinmiyor.

FATİH PROJESİ

FATİH projesi, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak ve okulların teknolojik alt yapısını iyileştirmek suretiyle derslerde bilgi teknolojilerinin (BT) en verimli şekilde kullanılmasını gerçekleştirerek eğitimin niteliğini artırmak amacıyla 2010 yılının Kasım ayında Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı arasında imzalanan protokolle hayata geçirilen bir öğretim projesi olduğunu. FATİH projesi ile yaklaşık 40 bin okul ve 600 bin sınıfın bilgisayar, görüntü cihazı, fotokopi makinesi ve etkileşimli tahta gibi teknolojilerle donatılarak akıllı sınıfların oluşturulmasının planlandığını. Bugünlerde tamamlanması planlanan projede; ilk yıl ortaöğretim kurumları, ikinci yıl ilköğretim ikinci kademe, üçüncü yıl ise ilköğretim birinci kademe ve okul öncesi kurumlarının hedeflendiğini. “Donanım ve ağ alt yapısı, öğretmenlerin hizmet içi eğitimi, öğretmen kılavuz kitaplarının hazırlanması, e-içeriğin hazırlanması, öğretim programlarında Bilişim Teknolojilerinin etkin kullanımı” gibi konulardaki ihtiyaçların karşılanmasının gerekli olduğunu:  Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi akademisyenlerinden Ahmet Akıncı, Meltem Kurtoğlu ve Süleyman Sadi Seferoğlu’ndan öğreniyoruz.
Bu süreçten sonraki 2 yıl içerisinde ise projenin değerlendirme süreci gerçekleştirilerek. Türk eğitim–öğretim sistemindeki yansımaları ve çıktıları izlenecek. Proje sonuçlandıktan sonra ortaya çıkan, dersliklerdeki BT araçlarının eğitim-öğretim amaçlı olarak kullanım oranı ve eğitim–öğretime etkileri projenin başarısının göstergeleri olacak.
Öğrenci velileri olarak merak ettiğimiz; projenin başarılı olabilmesi için, bu süreçte yer alacak tüm paydaşlar, birlikte ve amaca uygun olarak hareket edebilecekler midir?
Projenin uygulanabilir olmasında başrol oynayacak en önemli unsur elbette öğretmenler olduğuna göre, proje uygulamalarının sürdürülebilir olması için ana uygulayıcılar olarak görülen öğretmenlere yönelik, sürekli mesleki eğitimlerin sağlanması ve onların sürece etkin olarak katılmaları sağlanabilecek midir?
*

            Yoksa “bizim televizyon gibi” hesapta olmayan teknik arızalar, çekimi bile gerçekleştirilen programı zamanında yayınlamaya olanak tanımayacak mıdır?

            Programımız 8 Mart Cumartesi akşamı saat 22.00’den itibaren yayına çıkabildi de, hep birlikte “zevahiri kurtarabildik”.

            __________ o __________

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.





POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA