Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.
19:22 - Lüleburgaz Belediyesi’nden dopdolu yarıyıl etkinlikleri
17:52 - Kapalı Otoparklar Haricindeki Parkomat Alanları 3 Gün Ücretsiz Olacak
17:02 - Müze Keşan Sömestr Tatilinde Atölyeleri ile Bir Başka Güzel Olacak!
12:35 - İpsala’da kar yağışı hayatı etkiliyor.
22:42 - Önder Can Spor Kulübü Karatecileri göz doldurdu
17:29 - Belediye ekipleri, topyekun sahada
17:25 - GÜRBÜZ: “BU ÜCRET HALKIMIZI DAHA DA YOKSULLAŞTIRIR”
20:56 - Edirne U-18 ligi’nde Keşanspor rakibi Aşçıoğlu’nu 9-0 mağlup etti
22:09 - Keşanspor’da 4 yeni transfer
18:54 - Keşanspor’da komanda eğitimi…!
1957 Yılı karlı bir günde otuz Şubat’ a üç gün kala kerpiçten yapılmış bir köy evinde dünyaya gelmişim . İsmimi çok sevdiğim rahmetli Emine halam kaybettiği Oğlunun ismini verilmesini istemiş. Onun hatırına Eyüp adını almışım. Nurlar içinde yat halam bana böyle bir ismi layık gördüğün için size minnettarım. Halamı birde dut ağacı vardı yemeye gittiğimizde o da bizi şevkatli kolları arasına alarak severdi.
Çocukluğum pek mutlu ve sağlıklı geçmedi. Hastalıklar bir türlü yakamı bırakmadı, Anamı çok üzdüm hele anamı ağlarken gördüğümde kahroldum. Onun etkisi mi nedir bazı rahatsızlarımdan psikolojik olarak kurtuldum zannediyorum ..
İlkokul yıllarım pekte parlak değildi, ancak üçüncü sınıftan sonra kendime gelebildim . dördüncü sınıfta çok çok iyi idim. Beşinci sınıfta Öğretmen değişti sopa kalktı bizde işi gevşettik galiba matematik biraz zayıftı, yazım çok çirkindi, o yıllar sınavlar klasik oluyordu hatta yazıya da not veriyorlardı.Ben kafadan kaybediyordum.
Maalesef sonuçta sınavları kazanamadım , bu durumda özgüvenimi kaybetmeme neden oldu. Sınavları kazanamayınca köyümüzde açılan Kuran kursuna gitmek zorunda kaldım. Vasat bir kursiyer olarak kursu bitirdim. Hocamız bana ve arkadaşım İrfan’ a siz ikiniz çalışsanız Kuranı ezberlersiniz diyordu.
Sonuçta köyde Çiftçilik işine sarılmak zorunda kaldım. Bu iş böyle askerlik zamanı gelene kadar babama yardımcı oldum sayıyorum kendimi çünkü bana bir imkan sağlanmadığı anlaşılmaktadır.
Askerlik geldi çattı başa, her gariban Türk genci gibi yirmi ay severek gönülden gittik . Yirmi ay kutsal görevimizi bitirdikten sonra köyümüze dönerek işimize kaldığımız yerden devam ettik.
1983 Yılında Milli Eğitim Bakanlığın açmış olduğu sınavlara katılarak, böylece devlet kapısına adımımızı atmış oldum Bu arada 1984 yılında evlendim. 1985 yılında hayatımın en mutluluğunu yaşadım. Oğlum Fatih dünyaya geldi. Yaşamım akışı değişti , her zaman beni manevi olarak onurlandırdı.
On yılını hizmetli olarak, On yılında adam kıtlığından kaymakamlık görevlendirilmesi ile masa memuru olarak çalıştım. MEB. Açmış olduğu görevde yükselme sınavlarında başarılı olarak asil memur olduk. Buda yetmedi Veri hazırlama kadrosuna da başvurarak uygun görülüp Veri hazırlamacı olarak atandım…
İlk okul mezunu olarak girdiğim memuriyet hayatına Orta okulu dışarıdan daha sonra Açık Öğretim lisesine devam ederek üç buçuk yılda kredili sistem olduğun kredimi doldurarak mezun oldum. Hep hayal ettiğim Üniversite sınavına girerek Açık Öğretim Kamu Yönetimini kazandım. Bir yıl devam ettikten sonra ayrılmak zorunda kaldım.
Bu arada bir anımı anlamadan geçemeyeceğim. Keşan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde çalışıyordum. Mesai saati bitimine yakın olacak ki Şube Müdürünün odasını temizliyordu diğer şube müdürün odasından biri seslendi. Bende bir elimde süpürge bir elimde kürek hemen kapıyı vurup içeri daldım. Bir baktım Kaymakam Günalp bey karşımda. Ben buyurun diyemeden daha önce benden bahsedilmiş olacak ki ah işte efendim dedi Şube Müdürü Alaaddin bey .
Kaymakam bey şöyle beni bir süzdükten sonra , Bak ben o okulu bitirdim. Sende mezun olduktan sonra Kaymakamlığı sana bırakacağı diye esprisini patlattı.
Ama sonunda maalesef Kaymakamın ömrü yetmedi, benimde okul bitmedi . Bizim Kaymakamlık hayalleri suya düştü. Bir Ömür böyle geldi, geçti. Olamadık farkında.
2007 yılında emekli oldum . şu an suya sabuna dokunmayarak sade, sakin bir hayat yaşamaktayım…
11.06.2022 Eyüp KÖK