Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.
18:19 - Başkan Özcan, merak edilenleri açıkladı…
13:47 - Dr. Vedat’ın Anısına
00:09 - Diyabetik ayak bakımında geç kalmayın
21:45 - BAŞKAN GENCAN AKIN: “Bu ülke bunları hak etmiyor”
00:26 - Müze Keşan’da Ağaç Kesimi İddialarına Yanıt: “Ağaç Yoğun Kar Yağışına Dayanamadı”
00:11 - Uyuşturucudan 10 yıl hapis cezası olan bir kişi yakalandı
15:15 - İpsala Gümrük Kapısı’ndan geçen yıl 3 milyon kişi geçti
20:48 - CHP Keşan’dan gündeme dair açıklamalar
20:44 - Uyuşturucudan 14 yıl 2 ay hapis cezası olan bir kişi yakalandı
Tunç, sosyal
paylaşım sitesindeki hesabından yaptığı açıklamada, AİHM’in bugün açıkladığı kararında, Türk mahkemeleri tarafından yapılan yargılama sonucunda Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olduğu tespit edilen bir kişinin başvurusuna ilişkin ihlal kararı verdiğini bildirdi.
“İlk derece mahkemesinden, istinafa, Yargıtaydan Anayasa Mahkemesine her derecedeki yargılama makamlarımızın delilleri yeterli gördüğü bir dava hakkında, AİHM’in yetkisini aşarak delil incelemesi yapmak suretiyle ihlal kararı vermesi kabul edilemez.” ifadesini kullanan Tunç, AİHM’in bir temyiz mahkemesi olmadığına dikkati çekti.
AİHM’in, “delillerin kabul edilebilirliği veya delillerin nasıl değerlendirileceğinin ulusal hukukun ve ulusal mahkemelerin yetkisinde olduğu”na yönelik kararlarını hatırlatan Tunç, şunları kaydetti:
“Ulusal mahkemelerce yapılan hukuk kurallarının uygulanması, yorumlanması ve delil değerlendirmesinin kendi incelemesinin konusu olamayacağını vurgulamıştı. Ancak AİHM, bugün açıkladığı Yalçınkaya kararında, bu yerleşik içtihadından ayrılmıştır. AİHM açıkça delil değerlendirmesi yapmak suretiyle yetkisini aşmış ve ulusal mahkemelerin hukuk kurallarının uygulanması ve delil değerlendirme yetkisini inceleme konusu yapmıştır. AİHM kendi içtihatlarında defalarca delilleri değerlendirme yetkisi olmadığını belirttiği halde, konu FETÖ yargılamaları olunca delil değerlendirme yoluna gitmiştir.
Hükümetimizce ayrıntılı bir şekilde bilgilendirildiği ve itiraz edildiği halde, hakkında Türk yargısınca FETÖ üyeliği suçlamasından iki ayrı yakalama kararı bulunan bir kişiyi Büyük Daire duruşmasında başvuranın temsilcisi olarak kabul eden AİHM, tarafsız bir yargılama yapmayacağını en baştan belli ederek hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir karar vermiştir. Ülkemiz, ulusal mevzuata ve uluslararası yükümlülüklere uygun olarak yaptığı terörle mücadelesinde kararlılığını sürdürecektir.”