Yeni dönem tarımsal faaliyetlerinin başladığı bu günlerde hububat ekilişleri ile önümüzdeki dönem tarımsal faaliyetleri başlamıştır. Diğer bir ifade ile de tohum toprakla buluşturulmuştur. Bugünkü tarihi itibari ile de ekilişler büyük oranda yapılmıştır. Çıkışlarda olmuştur. Mevsimin gidişatı bakımından da şimdilik normal bir mevsim gidişatı olduğunu söylememiz mümkündür. Hayırlısı olsun.
Buğday; dünyada olduğu gibi ülkemizde ve de bölgemizde de önemli bir tarımsal üretim faaliyetidir. İnsan beslenmesinde önemli bir yeri olmakla birlikte elde edilen buğday ürünleri ile de ekonomik katkısı bakımından da önemli bir faaliyettir. Danesinden un, bulgur, makarna, nişasta gibi insan beslenmesinde önemli olan gıdaların elde edilmesinin yanında, değirmencilik esnasında elde edilen kepek ile birlikte saplarının hayvan beslenmesinin yanında saplarının ayrıca kağıt-karton sanayinde kullanılması bakımından da önemli bir ekonomik faaliyet oluşturmaktadır. Ayrıca saplarının parçalanıp toprağa karıştırılması ile de toprağın zayıflayan organik yapısının da iyileştirilmesine kısmen de olsa katkı vermesi bakımından da önemli bir organik materyalidir.
Günümüz dünyasında yıllar itibari ile değişiklikler olmakla birlikte takriben 217 milyon ha alanda buğday üretimi yapılmaktadır. 310 kg dekara ortalama verim ile de takriben 675 milyon ton civarında buğday üretimi gerçekleşmektedir.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de buğday, tarım alanlarının vazgeçilmez bitkisidir. Ülkemizde yaklaşık 7.5 milyon ha alanda buğday üretim alanlarından 20.250 bin ton civarlarında üretim ile de dekara ortalama olarak 270 kg verim alınmaktadır. Trakya ortalamasına baktığımızda ise Trakya da takriben 640 bin dekar alanda buğday üretimi yapılmakta ve de dekara ise yaklaşık olarak 450- 500 kg seviyelerinde üretim gerçekleşmektedir.
Ülkesel anlamda dünya ortalamasının altında, bölgesel anlamda ise dünya ortalamasının üstünde bir verim alındığı dikkate alındığında bölgemizde buğday tarımının önemi bir kez daha anlaşılmaktadır. Bölgemizde dünya ortalaması ve de bölgeye komşu olan ülkelerin verim ortalamalarının da üstünde bir verim alınmak ile birlikte dünyada yüksek verim alan ülkelerin ise altında verim alınmaktadır. Örneğin Fransa da ortalama verimin 760 kg olduğu da dikkate alındığında bölgemizde verimi artırıcı tedbirlerin de alınması da önemlidir diye düşünmekteyiz.
Verim üzerine başlıca iki ana faktör etki etmektedir. Bunlardan birincisi cevre faktörü, diğeri de üretim teknikleridir. Cevre faktörleri dikkate alınarak üretim teknikleri doğru bir şekilde kullanılması neticesinde ise yüksek verimlere ulaşılması mümkündür.
Günümüzde üretimlerde kullanılan tohum çeşitlerinin verim kabiliyetlerinin yüksek olduğu bilinmektedir. Bu konu da ilgili araştırma kuruluşları araştırmalarına devam etmektedirler. Nitekim bölgemizde kullanılan buğday çeşitlerinin genetik verim kabiliyetlerinin dekara ortalama olarak 700 kg üzerinde olduğu da bilinmektedir. Cevre şartları ile ilişkilendirilerek ulaşılan bu sonuçlara üretim esnasında ulaşılamıyorsa bunun nedenleri üzerinde ciddi bir şekilde durulması gerekmektedir.
Yüksek verimlere veya hedef konulan verim baremlerine ulaşmak için bilinmesi gereken bazı hususlar vardır. Bunlar sırası ile ekim öncesi alınması gereken tedbirler, ekim esnasındaki uygulamalar ve de ekimi müteakip uygulama şekilleri önem kazanmaktadır. Bu üç devrede ne kadar doğru iş yapılır ise hedeflenen üretimlere büyük oranda yaklaşılması da mümkün olunacaktır.
Özetle; toprak bilinmeli, kullanılan girdinin yapısı ve de maliyeti üretim ile ilişkilendirilerek birim alandan yüksek verim ile kaliteli ve de güvenilir ürün alınması mümkün olunacaktır.
Sözümün başında ifade ettiğim gibi; tohumun toprak ile buluşturularak başlayan yeni üretim sezonunun başta üreticilerimize olmak üzere bölgemize ve de ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz.23.11.2013
Lütfü Açar
Ziraat Yüksek Mühendisi
Uzman Tarım danışmanı
Bir yanıt yazın