OLCAY KARAMAN YAZDI
İnsanoğlunu ilerilere ve bilgiye her daim farklı düşünceler götürmüştür. Dogmatik basmakalıp bilgiler yerine; neden, niçin, nasıl, nerede, ne zaman ve kim soruları başarmıştır zorlukları. Benim yerime birileri nasıl olsa düşünür yapar yerine, ben hayatımı nasıl yönlendirebilirim diyen toplumlar egemen olmuştur yeryüzüne her daim.
Aşkın ve kutsal devlet anlayışı, nasılsa halk adına bütün doğruların hepsini yapar ve uygular bağnazlığı ve hazırcılığı ile yaşantımızın her alanını kaplamış. Bizim adımıza düşünen birileri olduğu sürece toplum olarak, kendi geleceğimizi planlama, düşünme ve geleceğimizden kaygılanma gibi bir yükten nasılsa kurtulmuşuzdur.
Sorun burada, böyle bir yükten gerçekten kurtulmuş bir halk ne kadar sorumluluk alır kendi üzerine ve siyasi, sosyolojik olarak kendini, geleceğini inşa edebilir?
Cevap çok basit; Asla ve hiç!
Halkın fakirini, özürlüsünü, muhtacını, inancını ve hatta dinini düşünen bu kadar büyük devlet var iken kimin ne derdi tasası kalabilir ki halkta!
Bunların hepsini yapabileceğine inandığın güçlere biat ettiğin anda ise bütün sorumluluklardan ve yüklerden nasılsa kurtarırız paçayı…
Devletin işi ne ki yapsın der, devlet getirsin der götürsün der. Devlette alır eline poşetleri götürür demokrasi ve gelecek adına evin kapısına kadar kahvelerde yatan eli kolu tutmaz zavallılara…
15 senelik esnaf, 14 sene boyunca ödemiş bağ kur primini, son 10 aydır işleri bozulmuş ödeyememiş primini. Olur ya oldu bile, ticaret bu iyi günde var kötü günde. Hanımı hastalanır esnafın, borcu var prim borcu 14 yıl ödedikleri yok sanki…
Muayene olamaz, kanserden ölür gider. Biat ettiğinde birileri sizin adına fakir bu dediğinde 25 yaşında taşı sıksa suyunu çıkaracak delikanlı elinde yeşil kart, doktorun kapısında kavgada, neden bana bakmıyorsun ul…n …
Sorumluluk almamış, sorumluluğu onun yerine nasılsa bir başkası almış, belediyeye gittiğinde fakir olduğu için hem yardım alabilen hem de su borcu affedilen bir siyaset anlayışı içinde biat etmek var iken neden itiraz edebilsin ki toplum? Biat ettiğinde nasılsa hak etmese de belediyede uygun bir iş bulunur kendisine…
Varsa akla uygun izah edecek dinlerim. Ama kendi bildiğim bu, biat ettiğinde her şey çok kolay…
Sorumluluğu bir yönetime bir iradeye almak yerine, sorumluluğu ve çözümü yaygınlaştıran devlet ve idare anlayışı günümüz dünyasında daha başarılı ve etkin olmaktadır. Halkın sorunlarını çözecek kurumlar yerine, halkın sorunlarını kendilerinin çözüm üretebileceği sivil toplum örgütleri yasal düzenlemeleri ve denetimi.
Çok biat etmek yerine, çok çalışmayı çok sorumluluk almayı ve en önemlisi devletin halkına güvenebileceği sistem. Halkına güveni olmayan bürokratik karmaşıklık yerine, halkına vatandaş olabilme özgüveni ve sorumluğu yükleyebilmek olacaktır bu kadar karmaşık sorunlarımızın çözüm merkezi.
Bunu yapabilecek devlet, önce siyasi partiler yasasını, sonra seçim sistem ve barajlarını ve en sonunda herkesin ortak aklına uygun olabilecek hukuk ve adalet anlayışını oluşturduğunda başarılı olacaktır. Özünde doğru yasalar ile donatılmış sivil toplum kuruluşları (STK) ile halkın kendi sistemini kurup, bunların bizzat içinde olacağı, biat etmek yerine itiraz edebileceği noktadır bizi ilerilere götürecek sistem.
Biraz zor ve hayal gibi gözükebilir bunlar, ancak unutmayın ki hayal ile başlar gerçekler.
Bir yanıt yazın