SON DAKİKA

Keşan Haber
Keşan Gardenya Çiçekçilik
ASTIMI KONTROL ALTINDA TUTMAK MÜMKÜN Tüm dünyada en sık görülen bulaşıcı olmayan kronik solunum hastalıklarından birisi olan astım, dünya çapında yaklaşık 300 milyon kişiyi etkiliyor. Oluşmasında genetik ve çevresel faktörlerin büyük rol oynadığı astım hastalığında, çeşitli tetikleyicilere yanıt olarak gelişen ataklar yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Tetikleyici faktörlerden uzak durularak ve doktor kontrolünde reçete edilen ilaçların düzgün kullanımı sağlanarak atakların önlenebileceğini söyleyen Türkiye İş Bankası grup şirketlerinden Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, astım hakkında detaylı bilgiler paylaştı. Bronş etrafındaki kasların enflamasyonu sonucu ortaya çıkan astım, sık geçirilen enfeksiyonlara ya da alerjiye bağlı olarak gelişebiliyor. Astımın oluşmasında genetik ve çevresel faktörlerin büyük rol oynadığını dile getiren Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, “Astım oluşmasında aile öyküsü en önemli faktörlerden birisi olarak biliniyor. Anne babadan birinin astımlı olması durumunda çocukta astım görülme riski yüzde 25’ken, anne ve babanın her ikisinin de astımlı olması durumunda risk yüzde 50’leri buluyor. Aile öyküsünde astım olmadan da genetik bazı bozukluklara bağlı olarak astım gelişebiliyor. Ayrıca alerji, obezite, hava kirliliğine maruziyet, sigara kullanımı gibi çevresel faktörler de astım gelişiminde rol oynuyor. Nefes darlığı, öksürük, göğüste hırıltı, tıkanıklık ve sıkışma hissi gibi semptomlar astımın habercisi olarak biliniyor. Bu semptomlar aralıklı ve genellikle geceleri ya da egzersiz sırasında kötüleşiyor. Gece özellikle sabaha doğru olan şikayetler astımın habercisi oluyor. Astımın tanısı için, tüm şikayetlerin aynı anda görülmesi gerekmiyor. Sadece öksürük ile seyreden astım vakaları da olabiliyor” dedi. ASTIM TANISI KOYARKEN HASTA ÖYKÜSÜ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR Astım tanısının konulabilmesinde hasta öyküsünün büyük önem taşıdığını belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, “Kişinin yakınmaları, aile öyküsü ve eşlik eden hastalıkları göz önünde bulunduruluyor. Fizik muayenesinin yanı sıra bazı tanısal testlerin yapılması gerekiyor. En temel testler solunum fonksiyon testleri ve alerji testleri olarak biliniyor. Astımlı kişilerde aniden ilerleyen astım şikayetlerinin ortaya çıkması ve artması astım atağına neden oluyor. Nefes darlığının derecesi, kalp atım hızı, solunum sayısı, oksijen satürasyonu ile PEF ve FEV1 değerleri atağın şiddetini ortaya koyuyor. Genellikle astım atağında rol oynayan bir dış etken bulunuyor. Enfeksiyon, alerjen maruziyeti, malignite, enflamasyon, hava kirliliği ve benzeri durumlar atağa sebep olabiliyor” ifadelerinde bulundu. ASTIMI TETİKLEYEN FAKTÖRLER Tetikleyicilerin kişiden kişiye değişiklik gösterebildiğini söyleyen Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astım atağına yol açabilen etkenleri sıraladı: 1) Ev tozu akarları, 2) Çimen, ağaç, 3) Küfler, 4) Kedi, köpek, kuş gibi hayvan tüyleri, 5) Viral, bakteriyel enfeksiyonlar, 6) Sigara dumanı, parfüm, saç spreyi, bazı sabunlar, 7) Sis, hava kirliliği, 8) Ortam değişikliği, 9) Ağır egzersiz, 10) Psikolojik faktörler, 11) Rutubetli hava, 12) Mesleki faktörler, ASTIM TEDAVİSİNDE İLAÇLAR ÜÇE AYRILIYOR Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astım tedavisi ile ilgili şunları söyledi; “Astımda tam tedavi söz konusu olmasa da astımı kontrol altına alabilmek için biyolojik, fiziksel ve psikososyal çevrenin etkilerinin anlaşılması büyük önem taşıyor. Astım tedavisinin amacı, kişinin gününü yakınmasız geçirmesi ve hastalık ile ilişkili ortaya çıkacak gelecekteki risklerden korunması olarak ifade ediliyor. Bu nedenle astımlı hastaların tedavi edilebilmesinin temel taşını eğitim oluşturuyor. Astımın kontrol altına alınabilmesi için, hastalık ve tetikleyen faktörlerin iyi tanınması gerekiyor ve önerilen ilaçların düzenli kullanılması büyük önem taşıyor. Ayrıca doktor kontrollerinin de ihmal edilmemesi gerekiyor. Astımın temel tedavisinde genellikle inhaler steroid ilaçlar kullanılıyor, zaman zaman bronkodilatörler (bronş açıcı) ile kombine edilebiliyor. Ayrıca damar yoluyla ya da ağızdan alınan tabletlere de başvurulabiliyor. Tedavide hangi ilaç tercih edilirse edilsin, etkin bir sonuç alınabilmesi için ilaçların doğru alınması büyük önem taşıyor. İlaçlar bırakılır, düzensiz kullanılır ya da yanlış dozlarda alınırsa astım kontrol altında tutulamıyor. Bu nedenle tedavinin mutlaka göğüs hastalıkları uzmanının gözetiminde planlanması ve hasta-hekim iş birliğinin kurulması gerekiyor. Ayrıca astımda tedavi sürekli olmayabiliyor, dönemsel de olabiliyor. GINA kriterlerine göre astım tedavisine başlanılıyor, tedavi bitiriliyor ya da ilaç ayarlaması yapılıyor.” SİGARA KULLANIMI ASTIMI TETİKLİYOR Astımlıların pasif olarak sigaraya maruz kalmalarının dahi astım ataklarının sıklığını artırdığını ifade eden Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, “Sigara içiminin kesinlikle bırakılması gerekiyor. Sigara içen astımlılarda KOAH riski de çok daha yüksek oluyor. Ayrıca sigara, astım tedavisinde kullanılan ilaçların etkinliğini azaltıyor. Gebeyken sigara içen ya da pasif olarak sigara dumanına maruz kalan annelerin bebeklerinde astım gelişme riski yüksek oluyor. Ayrıca çocukların sigara dumanına maruziyeti sonucunda akciğer gelişimi ve solunum fonksiyonları olumsuz etkileniyor, astım gelişme riski artıyor” dedi. ASTIM ATAKLARINDAN KORUNMA YOLLARI Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astım ataklarından korunmanın yollarını sıralayarak sözlerini noktaladı: 1) Ev içi çevre kontrol önlemlerinin alınması 2) Ev içinde çamaşır kurutulmaması 3) Aktif ve pasif sigara içiminin önlenmesi 4) Evcil hayvan tüyüne alerjinin olması durumunda evde hayvan beslenmemesi 5) Saç spreyi, deodorant, kokulu deterjan & sabun, parfüm kullanılmaması 6) Evin düzenli olarak havalandırılması 7) Yatak odasında ev tozu akarları barındırabilecek eşyaların bulundurulmaması 8) Yaşanılan yerde nem oranın düşük tutulması 9) Bahçe işlerinden uzak durulması 10) Maske takılarak evde sık sık temizlik yapılması 11) Pamuklu ve yünlü eşyaların kullanımının bırakılması 12) Polenlerin yoğun olduğu dönemlerde gerekli olmadıkça dışarıda vakit geçirilmemesi 13) Polen sezonu boyunca antialerjik ilaçların kullanılması 14) Soğuk ve kuru havaların yanı sıra kirli ve sisli havalarda egzersiz yapmaktan kaçınılması Bayındır Sağlık Grubu Hakkında: Bayındır Sağlık Grubu’nun temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası grup şirketlerinden olan Bayındır Sağlık Grubu, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da Fenerbahçe, Beşiktaş, Şirinevler, İş Kule, Tuzla ve İzmir Alsancak olmak üzere 6 farklı lokasyonda bulunan Bayındır Diş Kliniklerinde de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.

Sağlık Haberleri

ASTIMI KONTROL ALTINDA TUTMAK MÜMKÜN Tüm dünyada en sık görülen bulaşıcı olmayan kronik solunum hastalıklarından birisi olan astım, dünya çapında yaklaşık 300 milyon kişiyi etkiliyor. Oluşmasında genetik ve çevresel faktörlerin büyük rol oynadığı astım hastalığında, çeşitli tetikleyicilere yanıt olarak gelişen ataklar yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Tetikleyici faktörlerden uzak durularak ve doktor kontrolünde reçete edilen ilaçların düzgün kullanımı sağlanarak atakların önlenebileceğini söyleyen Türkiye İş Bankası grup şirketlerinden Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, astım hakkında detaylı bilgiler paylaştı. Bronş etrafındaki kasların enflamasyonu sonucu ortaya çıkan astım, sık geçirilen enfeksiyonlara ya da alerjiye bağlı olarak gelişebiliyor. Astımın oluşmasında genetik ve çevresel faktörlerin büyük rol oynadığını dile getiren Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, “Astım oluşmasında aile öyküsü en önemli faktörlerden birisi olarak biliniyor. Anne babadan birinin astımlı olması durumunda çocukta astım görülme riski yüzde 25’ken, anne ve babanın her ikisinin de astımlı olması durumunda risk yüzde 50’leri buluyor. Aile öyküsünde astım olmadan da genetik bazı bozukluklara bağlı olarak astım gelişebiliyor. Ayrıca alerji, obezite, hava kirliliğine maruziyet, sigara kullanımı gibi çevresel faktörler de astım gelişiminde rol oynuyor. Nefes darlığı, öksürük, göğüste hırıltı, tıkanıklık ve sıkışma hissi gibi semptomlar astımın habercisi olarak biliniyor. Bu semptomlar aralıklı ve genellikle geceleri ya da egzersiz sırasında kötüleşiyor. Gece özellikle sabaha doğru olan şikayetler astımın habercisi oluyor. Astımın tanısı için, tüm şikayetlerin aynı anda görülmesi gerekmiyor. Sadece öksürük ile seyreden astım vakaları da olabiliyor” dedi. ASTIM TANISI KOYARKEN HASTA ÖYKÜSÜ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR Astım tanısının konulabilmesinde hasta öyküsünün büyük önem taşıdığını belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, “Kişinin yakınmaları, aile öyküsü ve eşlik eden hastalıkları göz önünde bulunduruluyor. Fizik muayenesinin yanı sıra bazı tanısal testlerin yapılması gerekiyor. En temel testler solunum fonksiyon testleri ve alerji testleri olarak biliniyor. Astımlı kişilerde aniden ilerleyen astım şikayetlerinin ortaya çıkması ve artması astım atağına neden oluyor. Nefes darlığının derecesi, kalp atım hızı, solunum sayısı, oksijen satürasyonu ile PEF ve FEV1 değerleri atağın şiddetini ortaya koyuyor. Genellikle astım atağında rol oynayan bir dış etken bulunuyor. Enfeksiyon, alerjen maruziyeti, malignite, enflamasyon, hava kirliliği ve benzeri durumlar atağa sebep olabiliyor” ifadelerinde bulundu. ASTIMI TETİKLEYEN FAKTÖRLER Tetikleyicilerin kişiden kişiye değişiklik gösterebildiğini söyleyen Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astım atağına yol açabilen etkenleri sıraladı: 1) Ev tozu akarları, 2) Çimen, ağaç, 3) Küfler, 4) Kedi, köpek, kuş gibi hayvan tüyleri, 5) Viral, bakteriyel enfeksiyonlar, 6) Sigara dumanı, parfüm, saç spreyi, bazı sabunlar, 7) Sis, hava kirliliği, 8) Ortam değişikliği, 9) Ağır egzersiz, 10) Psikolojik faktörler, 11) Rutubetli hava, 12) Mesleki faktörler, ASTIM TEDAVİSİNDE İLAÇLAR ÜÇE AYRILIYOR Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astım tedavisi ile ilgili şunları söyledi; “Astımda tam tedavi söz konusu olmasa da astımı kontrol altına alabilmek için biyolojik, fiziksel ve psikososyal çevrenin etkilerinin anlaşılması büyük önem taşıyor. Astım tedavisinin amacı, kişinin gününü yakınmasız geçirmesi ve hastalık ile ilişkili ortaya çıkacak gelecekteki risklerden korunması olarak ifade ediliyor. Bu nedenle astımlı hastaların tedavi edilebilmesinin temel taşını eğitim oluşturuyor. Astımın kontrol altına alınabilmesi için, hastalık ve tetikleyen faktörlerin iyi tanınması gerekiyor ve önerilen ilaçların düzenli kullanılması büyük önem taşıyor. Ayrıca doktor kontrollerinin de ihmal edilmemesi gerekiyor. Astımın temel tedavisinde genellikle inhaler steroid ilaçlar kullanılıyor, zaman zaman bronkodilatörler (bronş açıcı) ile kombine edilebiliyor. Ayrıca damar yoluyla ya da ağızdan alınan tabletlere de başvurulabiliyor. Tedavide hangi ilaç tercih edilirse edilsin, etkin bir sonuç alınabilmesi için ilaçların doğru alınması büyük önem taşıyor. İlaçlar bırakılır, düzensiz kullanılır ya da yanlış dozlarda alınırsa astım kontrol altında tutulamıyor. Bu nedenle tedavinin mutlaka göğüs hastalıkları uzmanının gözetiminde planlanması ve hasta-hekim iş birliğinin kurulması gerekiyor. Ayrıca astımda tedavi sürekli olmayabiliyor, dönemsel de olabiliyor. GINA kriterlerine göre astım tedavisine başlanılıyor, tedavi bitiriliyor ya da ilaç ayarlaması yapılıyor.” SİGARA KULLANIMI ASTIMI TETİKLİYOR Astımlıların pasif olarak sigaraya maruz kalmalarının dahi astım ataklarının sıklığını artırdığını ifade eden Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, “Sigara içiminin kesinlikle bırakılması gerekiyor. Sigara içen astımlılarda KOAH riski de çok daha yüksek oluyor. Ayrıca sigara, astım tedavisinde kullanılan ilaçların etkinliğini azaltıyor. Gebeyken sigara içen ya da pasif olarak sigara dumanına maruz kalan annelerin bebeklerinde astım gelişme riski yüksek oluyor. Ayrıca çocukların sigara dumanına maruziyeti sonucunda akciğer gelişimi ve solunum fonksiyonları olumsuz etkileniyor, astım gelişme riski artıyor” dedi. ASTIM ATAKLARINDAN KORUNMA YOLLARI Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astım ataklarından korunmanın yollarını sıralayarak sözlerini noktaladı: 1) Ev içi çevre kontrol önlemlerinin alınması 2) Ev içinde çamaşır kurutulmaması 3) Aktif ve pasif sigara içiminin önlenmesi 4) Evcil hayvan tüyüne alerjinin olması durumunda evde hayvan beslenmemesi 5) Saç spreyi, deodorant, kokulu deterjan & sabun, parfüm kullanılmaması 6) Evin düzenli olarak havalandırılması 7) Yatak odasında ev tozu akarları barındırabilecek eşyaların bulundurulmaması 8) Yaşanılan yerde nem oranın düşük tutulması 9) Bahçe işlerinden uzak durulması 10) Maske takılarak evde sık sık temizlik yapılması 11) Pamuklu ve yünlü eşyaların kullanımının bırakılması 12) Polenlerin yoğun olduğu dönemlerde gerekli olmadıkça dışarıda vakit geçirilmemesi 13) Polen sezonu boyunca antialerjik ilaçların kullanılması 14) Soğuk ve kuru havaların yanı sıra kirli ve sisli havalarda egzersiz yapmaktan kaçınılması Bayındır Sağlık Grubu Hakkında: Bayındır Sağlık Grubu’nun temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası grup şirketlerinden olan Bayındır Sağlık Grubu, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da Fenerbahçe, Beşiktaş, Şirinevler, İş Kule, Tuzla ve İzmir Alsancak olmak üzere 6 farklı lokasyonda bulunan Bayındır Diş Kliniklerinde de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.

18. Kadir Has Ödülleri Sahiplerini Buldu

18. Kadir Has Ödülleri Sahiplerini Buldu
Bu haber 25 Mart 2023 - 16:25 'de eklendi ve 121 kez görüntülendi.

2023 YILININ ÖDÜLLERİ

“DÜNYADA SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİ”

ALANINDA VERİLDİ

Kadir Has Üniversitesi tarafından, üniversitenin kurucusu ve hayırsever iş insanı merhum Kadir Has’ın ismini yaşatmak ve tüm hayatı boyunca bilime, insanlığa ve eğitime verdiği hizmetleri taçlandırmak için 2003 yılından beri verilen Kadir Has Ödülleri, bu yıl 22 Mart Çarşamba günü düzenlenen bir törenle sahiplerine takdim edildi.

18. Kadir Has Ödülleri’nde “Dünyada Sürdürülebilir Ekonomi” alanında büyük başarılara imza atan ve bu alandaki araştırmalara katkı sağlayan bilim insanlarımıza “Üstün Başarı” ve “Gelecek Vadeden Bilim İnsanı” ödülleri verildi.

Ülkemizin ulusal ve uluslararası düzeyde önemli başarılara imza atan değerli bilim insanlarını ve toplumun gelişimine katkıda bulunan kurumlarını kamuoyuyla tanıştırmayı amaçlayan Kadir Has Ödülleri’nin töreni bu yıl 22 Mart 2023, Çarşamba günü gerçekleştirildi. Kadir Has Üniversitesi’nin kurucusu ve ülkemizin güzide hayırseverlerinden Kadir Has’ın vefatının 16. yıldönümünde, üniversitenin Cibali’deki merkez kampüsünde düzenlenen anma programı kapsamında 18. Kadir Has Ödülleri sahiplerini buldu.

2023 yılının ödül verilecek çalışma alanı, pandemi sonunda yaşadığımız ve tüm dünya toplumlarını etkileyen ekonomik düzenlerin yarattığı sorunlara istinaden “Dünyada Sürdürülebilir Ekonomi” olarak seçildi ve önemli başarılara imza atarak bu alandaki araştırmalara katkı sağlayan bilim insanlarımıza “Üstün Başarı” ve “Gelecek Vadeden Bilim İnsanı” ödülleri takdim edildi.

18. Kadir Has Ödülleri Değerlendirme Kurulu’nda şu isimler yer aldı: Prof. Dr. Erol Balkan (Hamilton College), Prof. Dr. Fatma Doğruel (Marmara Üniversitesi), Prof. Dr. Jayati Ghosh (University of Massachusetts, Amherst), Prof. Dr. Erol Taymaz (Orta Doğu Teknik Üniversitesi), Prof. Dr. Ebru Voyvoda (Orta Doğu Teknik Üniversitesi), Prof. Dr. Alp Erinç Yeldan (Kadir Has Üniversitesi), Prof. Dr. Kamil Yılmaz (Koç Üniversitesi) ve Doç. Dr. Annina Kaltenbrunner (University of Leeds).

ÜSTÜN BAŞARI ÖDÜLÜ

18. Kadir Has Ödülleri’nde “Üstün Başarı Ödülü”, Prof. Dr. Ziya Öniş’e verildi. Kalkınmacı devlet ve küresel politik ekonomi, kalkınmanın ekonomi politiği, küreselleşmenin ve demokrasinin geleceği, yükselen güçlerin karşılaştırmalı politik ekonomisi ile Avrupa ve Türkiye politikaları konuları üzerine yaratıcı ve çığır açıcı çalışmaları, bu konular üzerine sunduğu özgün dersler ve titiz eğitmenliğinden dolayı Prof. Dr. Ziya Öniş, Değerlendirme Kurulu tarafından 2023 yılında “Üstün Başarı Ödülü”ne layık görüldü.

Prof. Dr. Ziya Öniş, Koç Üniversitesi’nde uluslararası politik ekonomi profesörüdür. 2010-2013 yılları arasında Koç Üniversitesi Küreselleşme, Barış ve Demokratik Yönetişim Merkezi (GLODEM) ve 2006-2009 yılları arasında Sosyal Bilimler Enstitüsü Direktörlüğü görevlerinde bulunmuştur. Öniş, Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümüne katılmadan önce Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünde öğretim üyesi olarak görev yaptı.

Prof. Öniş’in son dönem çalışmaları liberal demokrasinin krizi, küresel popülist dalga, otoriter geri dönüşler ve demokratikleşme beklentileri, liberal uluslararası düzen sonrası ortaya çıkan yeni düzen, AKP döneminde Türkiye’nin ekonomi politiği, Türk dış politikasında yeni yönelimler ve iç politika-dış politika etkileşimleri temaları üzerinde yoğunlaşmaktadır.Prof. Öniş, 2012 yılında Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) üyeliğine seçilmiş, TÜBİTAK Bilim Ödülü ve Koç Üniversitesi Üstün Başarı Ödülü almaya hak kazanmıştır. Öniş 2012 yılında Koç Üniversitesi Araştırmada Üstün Başarı Ödülü ve 2020-2021 yıllarında Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Eğitimde Üstün Başarı Ödülü’ne layık görülmüştür. Prof. Öniş ayrıca 2019 yılında Government and Opposition dergisinde yayınlanan makalesiyle Elizabeth Meehan En İyi Makale Ödülü’nün de ortak sahibidir.

GELECEK VADEDEN BİLİM İNSANI ÖDÜLÜ

18. Kadir Has Ödülleri’nde “Gelecek Vadeden Bilim İnsanı Ödülü” ise Doç. Dr. Bengi Akbulut’a verildi. Dr. Akbulut, kalkınmanın politik ekonomisi, politik ekoloji, kırsal ve çevresel dönüşüm, ekosistem ve ekonomi arasındaki teknolojik ve toplumsal ilişkiler; iklim krizine karşı adil dönüşümün politik ekonomisi alanlarında özgün ve yaratıcı çalışmaları nedeniyle 2023 yılı “Gelecek Vadeden Bilim İnsanı Ödülü”nün sahibi oldu.

Doç. Dr. Bengi Akbulut, Concordia Üniversitesi Coğrafya bölümünde öğretim üyesidir. Lisans eğitimini 2004’te Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünde, doktora eğitimini ise 2011’de University of Massachusetts Amherst’te yine Ekonomi alanında tamamladı. Daha sonra Manchester Üniversitesi Çevre ve Kalkınma Fakültesi’nde post-doktora araştırmacı olarak bir sene geçirdi. Dr. Akbulut çalışmalarını 2017 senesinden beri Concordia Üniversitesi bünyesinde devam ettirmektedir. 2021’den bu yana aynı üniversitede yer alan Toplumsal Adalet Merkezi’nin (Social Justice Centre) eş-direktörlüğünü yürütmektedir.

Dr. Akbulut’un akademik çalışmaları politik ekonomi ve ekolojik iktisat alanlarının kesişiminde yer almakta ve bu bağlamda özellikle kalkınma süreçlerinin toplumsal ve ekolojik etkilerine odaklanmaktadır. Ortak ve bireysel çalışmaları Cambridge Journal of Economics, Journal of

Peasant Studies, Development and Change ve Ecological Economics’in de içinde bulunduğu dergilerde yayınlanmıştır.

Dr. Akbulut’un son dönem araştırmaları adil ve sürdürülebilir bir ekonominin sacayakları ve kurumları üzerine odaklanmaktadır. 2022 yılında Kanada Sosyal ve Beşerî Bilimler Araştırma Kurulu (Social Sciences and Humanities Research Council) tarafından desteklenen araştırma projesi ekonomik demokrasi biçimlerinin ekolojik iktisat perspektifiyle değerlendirilmesini hedeflemektedir.

“ÜNİVERSİTELER VE BİLİM İNSANLARI TOPLUMU DOĞRU VERİLERLE DONATMALI”

Prof. Dr. Ziya Öziş ve Doç. Dr. Bengi Akbulut’a ödüllerinin takdim edildiği törende Kadir Has Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Can Has, Kadir Has Vakfı Başkanı Nuri Has ve Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz birer konuşma yaptı.

Mütevelli Heyeti Başkanı Can Has, konuşmasında, 6 Şubat 2023’te yaşanan ve 11 ilimizde büyük yıkıma neden olan depremlerde yaşamını yitirenleri ve yaralananları andı. “İnsan hayatından daha değerli ne olabilir ki? Bu felaketin tekrarını yaşamamak için, aktif deprem kuşaklarının çevrelediği bölgelerde hemen çalışmaya başlanması; asker-sivil, kamu-özel fark etmeksizin toplumun tüm kesimlerinin bu çalışmalara verebileceği tüm katkıyı sunması gerekiyor,” diyen Can Has, “Kadir Has Üniversitesi olarak yaşanan büyük felaketin yaralarının sarılması için yapılan gönüllü hizmetlerden, deprem gerçeğine karşı alınacak önlemlerle ilgili yapılacak bilimsel çalışmalara kadar pek çok alanda katkı sunmaya hazırız. Doğanın dengesine ters düşmeden, farklı disiplinlerin işbirliği, uzmanlıkların eşgüdümü sayesinde depremle ancak bilimsel düşüncenin ve buluşların ışığında mücadele edebileceğimize inanıyoruz. Yaşamın devamına, insanlığın esenliğine dair bir umudumuz varsa bu bilim sayesindedir,” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Kadir Has Vakfı Başkanı Nuri Has ise politik, ekonomik ve duygusal anlamda zor günler geçirdiğimiz bu dönemde, üzüntümüzü, endişemizi unutmamak üzere bir kenara bırakıp karamsarlığa düşmeden, değişmesi gereken yanlışların üzerine inatla gitmemiz, üniversite olarak bu konularda daha çok araştırma yapıp toplumu doğru verilerle donatmamız gerektiğini belirtti. “Kadir Has, ülkenin aydınlık geleceğine inanan bir yurtsever, bir ‘filantiropist’ti. Kendisini anmak için 18 yıldır takdim ettiğimiz ödüllerin amacı da bu aydınlık geleceğe; insanlığa, doğaya ve yaşama katkı sağlayan bireylere destek olmak, onları tanıtmak ve ödüllendirmektir,” diyerek bu yıl ödül alacak isimlerin, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sorunların aşımı konusunda yol gösteren, dünyada değişen sosyo-ekonomik şartların global ekonomilere etkisinin azaltılmasına odaklanan bilim insanları arasından seçildiğini söyledi.

Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz konuşmasında, ülkece içinden geçtiğimiz bu zor dönemin üniversitelere ve bilim insanlarına esas görevlerini bir kez daha hatırlattığına vurgu yaptı: “Ülkemizin en önemli ihtiyacı, ne para ne de pul. Nedir biliyor musunuz? Evrensel insani değerleri özümsemiş, insanlığın karşılaştığı problemlere bilimin kılavuzluğunda, insan odaklı, kamu yararını ve bize yaşam sunan gezegenimizi gözeten çözümler üreten insanlardır. Bizim görevimiz de bu insanları yetiştirmektir.”

Merhum Kadir Has’ın, “Bilirsiniz biz insanlar, ırmaktan geçmek için başkasının köprü yapmasını bekleriz. Ben bu düşünceyi yıllar evvel kırdım. Bir başka ifade ile hem benim hem de sizin geçeceğiniz köprüyü kendim yapmaya başladım,” sözlerinden ilhamla, Kadir Has Üniversitesi’nin de bir araştırma üniversitesine dönüşerek günümüzün en büyük ihtiyacı olan insanları yetiştirmek için yeni bir köprü inşa etmeye karar verdiğini belirten Prof. Dr. Durukanoğlu Feyiz, eğitimdeki bu dönüşümü akademisyenlerin, öğrencilerin, idari ekiplerin ve mezunların oluşturduğu takım ruhu ile başarıldığının altını çizdi.

18. KADİR HAS ÖDÜLLERİ DEĞERLENDİRME KURULU (*)

Prof. Dr. Erol BALKAN (Hamilton College)

Prof. Dr. Fatma DOĞRUEL (Marmara Üniversitesi)

Prof. Dr. Jayati GHOSH (University of Massachusetts, Amherst)

Prof. Dr. Erol TAYMAZ (Orta Doğu Teknik Üniversitesi)

Prof. Dr. Ebru VOYVODA (Orta Doğu Teknik Üniversitesi)

Prof. Dr. Alp Erinç YELDAN (Kadir Has Üniversitesi)

Prof. Dr. Kamil YILMAZ (Koç Üniversitesi)

Doç. Dr. Annina KALTENBRUNNER (University of Leeds)

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.





POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA