Yüzyıllar boyunca Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetinde kalan Balkan coğrafyasının kadim Müslüman topluluklarından olan Batı Trakya Türkleri, sınırımızın hemen ötesinde milli ve dini varlıklarını koruma gayretini sürdürüyor. Batı Trakya’daki soydaş ve dindaşlarımız, bu Ramazan ayını koronavirüs tedbirlerinin yanı sıra dini ve kültürel baskılar altında yaşamaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Ramazan davulcusunun haksız yere tutuklandığı Batı Trakya’da bu yıl da ezanların sesi kesilmeye çalışılıyor.
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği (BTTDD) Genel Başkanı Avukat Necmettin Hüseyin, Batı Trakya Türklerinin Ramazan geleneklerini ve koronavirüs sürecinde yaşadıkları sıkıntıları Millî Gazete’den Abdussamet Karataş’a anlattı.
Necmettin Bey Millî Gazete okurları için kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Batı Trakya’da Gümülcine merkeze otuz kilometre mesafede Küçüren adında bir köyde dünyaya geldim. Ayrıldığım ana kadar yaşadığım köyümde azınlığın yaşantısını bire bir yaşayıp toplumun varoluş mücadelesindeki hamuruyla yoğrulmuş biri olarak yıllar sonra bu toplumun mücadelesinde mihenk taşı olan bir kurumda 27 yıldır sürdürdüğüm mücadelenin en öndeki neferlerinden biriyim. Beş yıldır da Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği genel başkanlığını yürütüyorum. Oradaki mücadeleye destek ve varlık mücadelemizi sürdürmek asıl görevimiz olmasına rağmen Türkiye’ye yerleşmiş 750 bin Batı Trakya Türkü’nün gelenek ve göreneklerini yaşatmaya da gayret ediyoruz.
RAMAZAN AYIMIZ KORONA TEDBİRLERİNDEN CİDDİ ŞEKİLDE ETKİLENDİ
Bu yıl Ramazan ayına maalesef üzücü şartlarda girdik. Batı Trakya Müslümanları, korona tedbirleri altında Ramazan ayını nasıl geçiriyor?
Bu yıl herkesin malumu koronavirüs gölgesinde yaşanan Ramazan ayı olarak belleklerde yer etti. Tüm dünyada olduğu gibi Yunanistan’da da ciddi tedbirler alınmış durumda. Hatta Yunanistan oldukça etkili tedbirlerle bu zorlu süreci çok iyi yönetiyor gibi görünmektedir. Fakat Ramazan ayı korona tedbirlerinden ciddi şekilde etkilenmiştir. Sokağa çıkma yasağı ve toplu etkinlikler sürecin en başından beri yasaklanmıştır, ibadet yerleri kapatılmıştır. Ezanlar namaz vaktini haber etmektedir fakat ibadetler bireysel olarak herkesin kendi evlerinde yapılmaktadır. Tüm insanlığın içinden geçtiği bu zor süreçte Batı Trakya Türkleri alınan tedbirlere çok ciddi bir şekilde riayet etmektedir. Bu süreç sağlıkla atlatıldıktan sonra, coşkuyla kutlanacak nice Ramazan aylarını yaşamayı nasip edecektir Yüce Allah. Batı Trakya Türkleri bunun farkındadır. Bu yıl iftar ve sahur coşkusunu herkes evinde yaşamaya ve teravih namazını evlerinde kılmaya devam ediyor.
MÜSLÜMAN VARLIĞINDAN RAHATSIZ OLANLAR BOŞ DURMUYOR
Batı Trakya’da bazı ırkçı çevrelerin koronavirüs tedbirlerini suistimal ederek Müslüman soydaşlarımıza baskı kurmaya çalıştığını duyduk. Bu konuda neler söylersiniz?
Ramazan ayında koronavirüs tedbirlerini fırsata çevirmeye kalkan aşırı kesimler yine yerini almış ve davulcumuza karışmaya kalktığı gibi ezanlarımıza da müdahaleyi dillendirmişlerdir. Toplumda karşılık bulamayan kesimlerin ve uç diye nitelenen Yunanlıların bu engelleme girişimleri bizleri şaşırtmamıştır. Bizler zaten varlık mücadelemizde bu engellemeleri her gün yaşayarak, bunlarla mücadele ederek yolumuza devam ediyoruz. Bu girişimler beyhudedir. Tüm engellemelerin karşısında dimdik duran toplum bunlarla da baş etmektedir. Haklı mücadelenin sonunda bizler toplum adına mücadelemizin kazandığını göreceğimizden eminiz. Ancak bu hak gasplarını ve çirkinlikleri yaşatanlarda her daim kendi utançları ile baş başa kalmaya mahkum olacaklardır.
BATI TRAKYA TÜRKLERİ, TERTEMİZ BİR İSLAM TOPLUMUDUR
Batı Trakya Müslümanlarını temsil eden bir sivil toplum yetkilisi olarak İslam dünyasına vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?
Batı Trakya Türkleri, İslam dünyasının çok küçük bir temsilcisi, fakat tertemiz, katkısız bir İslam toplumudur. Toplumsal mücadelesi içerisinde etnik kimliğine ve inancına sonuna kadar sarılmış bir azınlığız. İslam’ın huzur, barış ve ilim dini olduğunun bilincindedir. Toplumumuz her ne kadar dini özgürlükler alanında çeşitli kısıtlamalarla karşılaşıyor olsalar da dini kültürlerine sıkı sıkı bağlıdırlar. Tüm İslam aleminin Allah’ın yolunda, Kur’an’ın ışığında olması ve bu yolda ilerlemesi çok önemlidir. Allah’ın insana bahşettiği aklı kullanarak doğru yolda ilerlemek her Müslüman’ın yegane vazifesi olmalıdır. Batı Trakya’da Türk vardığının mücadelesini sürdürdüğümüz ve inancımızdan da taviz vermeden yaşadığımız bu topraklarda yaşayan insanlar adına tüm İslam alemine hayırlı ramazanlar dileriz.
GELENEKLERİMİZİ YAŞATMAYA DEVAM EDİYORUZ
Tarihsel ve kültürel olarak bir bütün olduğumuz Batı Trakya Müslüman Türkleri, Ramazan-ı Şerif’i nasıl ihya ediyor? Kültürünüze özgü Ramazan yaşantınızdan bahseder misiniz?
Batı Trakya’da Ramazan, Müslüman-Türk geleneklerinin en güzel örneklerini teşkil edecek şekilde yaşanmaktadır. En büyük yerleşim yerinden en küçük köyüne kadar hemen hemen her köşe İslam aleminin en kutsal ayını layıkıyla yaşamakta, örf ve adetlerini yerine getirebilmektedir. Manevi duyguların daha fazla yoğunlaştığı Ramazan ayında Batı Trakya Türkleri yüzyıllardır devam eden dini geleneklerine sıkıca sarılmakta ve bu geleneklerini sürdürme gayreti göstermektedirler. Batı Trakya Türk halkı kadın-erkek demeden, çoluk-çocuk demeden Ramazan ayı boyunca bölgedeki varlıklarının sembollerinden biri olan camilerine koşmaktadırlar. Topluca kılınan teravih namazları, yaşanan manevi coşku, birliği pekiştirmektedir. Ramazan ayı boyunca hemen hemen her gün camilerde mevlitler okutulur, din adamları tarafından Ramazan ruhuna uygun vaazlar verilir. Yardımseverliğin en güzel örnekleri sergilenir. İftar ve sahurlarda köy camisinde görevli imam, müezzin, davulcu ve misafirlere “hoca gezeği” (Ramazan ayında camideki din görevlisi ve davulcuya ikram edilen yemek) çıkartılır. Tüm köy halkı bu geleneği sırayla devam ettirir. Sıra hangi aileye gelirse o aileyle iftar ya da sahur yemeğini paylaşır. Yine iftar ve sahur öncesi köy gençleri davul çalma geleneğini devam ettirir. Son zamanlarda ise toplu köy iftarları epey yaygınlaşmış durumdadır.
Milli Gazete