SON DAKİKA

Keşan Haber
Keşan Gardenya Çiçekçilik
ASTIMI KONTROL ALTINDA TUTMAK MÜMKÜN Tüm dünyada en sık görülen bulaşıcı olmayan kronik solunum hastalıklarından birisi olan astım, dünya çapında yaklaşık 300 milyon kişiyi etkiliyor. Oluşmasında genetik ve çevresel faktörlerin büyük rol oynadığı astım hastalığında, çeşitli tetikleyicilere yanıt olarak gelişen ataklar yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Tetikleyici faktörlerden uzak durularak ve doktor kontrolünde reçete edilen ilaçların düzgün kullanımı sağlanarak atakların önlenebileceğini söyleyen Türkiye İş Bankası grup şirketlerinden Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, astım hakkında detaylı bilgiler paylaştı. Bronş etrafındaki kasların enflamasyonu sonucu ortaya çıkan astım, sık geçirilen enfeksiyonlara ya da alerjiye bağlı olarak gelişebiliyor. Astımın oluşmasında genetik ve çevresel faktörlerin büyük rol oynadığını dile getiren Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, “Astım oluşmasında aile öyküsü en önemli faktörlerden birisi olarak biliniyor. Anne babadan birinin astımlı olması durumunda çocukta astım görülme riski yüzde 25’ken, anne ve babanın her ikisinin de astımlı olması durumunda risk yüzde 50’leri buluyor. Aile öyküsünde astım olmadan da genetik bazı bozukluklara bağlı olarak astım gelişebiliyor. Ayrıca alerji, obezite, hava kirliliğine maruziyet, sigara kullanımı gibi çevresel faktörler de astım gelişiminde rol oynuyor. Nefes darlığı, öksürük, göğüste hırıltı, tıkanıklık ve sıkışma hissi gibi semptomlar astımın habercisi olarak biliniyor. Bu semptomlar aralıklı ve genellikle geceleri ya da egzersiz sırasında kötüleşiyor. Gece özellikle sabaha doğru olan şikayetler astımın habercisi oluyor. Astımın tanısı için, tüm şikayetlerin aynı anda görülmesi gerekmiyor. Sadece öksürük ile seyreden astım vakaları da olabiliyor” dedi. ASTIM TANISI KOYARKEN HASTA ÖYKÜSÜ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR Astım tanısının konulabilmesinde hasta öyküsünün büyük önem taşıdığını belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, “Kişinin yakınmaları, aile öyküsü ve eşlik eden hastalıkları göz önünde bulunduruluyor. Fizik muayenesinin yanı sıra bazı tanısal testlerin yapılması gerekiyor. En temel testler solunum fonksiyon testleri ve alerji testleri olarak biliniyor. Astımlı kişilerde aniden ilerleyen astım şikayetlerinin ortaya çıkması ve artması astım atağına neden oluyor. Nefes darlığının derecesi, kalp atım hızı, solunum sayısı, oksijen satürasyonu ile PEF ve FEV1 değerleri atağın şiddetini ortaya koyuyor. Genellikle astım atağında rol oynayan bir dış etken bulunuyor. Enfeksiyon, alerjen maruziyeti, malignite, enflamasyon, hava kirliliği ve benzeri durumlar atağa sebep olabiliyor” ifadelerinde bulundu. ASTIMI TETİKLEYEN FAKTÖRLER Tetikleyicilerin kişiden kişiye değişiklik gösterebildiğini söyleyen Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astım atağına yol açabilen etkenleri sıraladı: 1) Ev tozu akarları, 2) Çimen, ağaç, 3) Küfler, 4) Kedi, köpek, kuş gibi hayvan tüyleri, 5) Viral, bakteriyel enfeksiyonlar, 6) Sigara dumanı, parfüm, saç spreyi, bazı sabunlar, 7) Sis, hava kirliliği, 8) Ortam değişikliği, 9) Ağır egzersiz, 10) Psikolojik faktörler, 11) Rutubetli hava, 12) Mesleki faktörler, ASTIM TEDAVİSİNDE İLAÇLAR ÜÇE AYRILIYOR Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astım tedavisi ile ilgili şunları söyledi; “Astımda tam tedavi söz konusu olmasa da astımı kontrol altına alabilmek için biyolojik, fiziksel ve psikososyal çevrenin etkilerinin anlaşılması büyük önem taşıyor. Astım tedavisinin amacı, kişinin gününü yakınmasız geçirmesi ve hastalık ile ilişkili ortaya çıkacak gelecekteki risklerden korunması olarak ifade ediliyor. Bu nedenle astımlı hastaların tedavi edilebilmesinin temel taşını eğitim oluşturuyor. Astımın kontrol altına alınabilmesi için, hastalık ve tetikleyen faktörlerin iyi tanınması gerekiyor ve önerilen ilaçların düzenli kullanılması büyük önem taşıyor. Ayrıca doktor kontrollerinin de ihmal edilmemesi gerekiyor. Astımın temel tedavisinde genellikle inhaler steroid ilaçlar kullanılıyor, zaman zaman bronkodilatörler (bronş açıcı) ile kombine edilebiliyor. Ayrıca damar yoluyla ya da ağızdan alınan tabletlere de başvurulabiliyor. Tedavide hangi ilaç tercih edilirse edilsin, etkin bir sonuç alınabilmesi için ilaçların doğru alınması büyük önem taşıyor. İlaçlar bırakılır, düzensiz kullanılır ya da yanlış dozlarda alınırsa astım kontrol altında tutulamıyor. Bu nedenle tedavinin mutlaka göğüs hastalıkları uzmanının gözetiminde planlanması ve hasta-hekim iş birliğinin kurulması gerekiyor. Ayrıca astımda tedavi sürekli olmayabiliyor, dönemsel de olabiliyor. GINA kriterlerine göre astım tedavisine başlanılıyor, tedavi bitiriliyor ya da ilaç ayarlaması yapılıyor.” SİGARA KULLANIMI ASTIMI TETİKLİYOR Astımlıların pasif olarak sigaraya maruz kalmalarının dahi astım ataklarının sıklığını artırdığını ifade eden Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, “Sigara içiminin kesinlikle bırakılması gerekiyor. Sigara içen astımlılarda KOAH riski de çok daha yüksek oluyor. Ayrıca sigara, astım tedavisinde kullanılan ilaçların etkinliğini azaltıyor. Gebeyken sigara içen ya da pasif olarak sigara dumanına maruz kalan annelerin bebeklerinde astım gelişme riski yüksek oluyor. Ayrıca çocukların sigara dumanına maruziyeti sonucunda akciğer gelişimi ve solunum fonksiyonları olumsuz etkileniyor, astım gelişme riski artıyor” dedi. ASTIM ATAKLARINDAN KORUNMA YOLLARI Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astım ataklarından korunmanın yollarını sıralayarak sözlerini noktaladı: 1) Ev içi çevre kontrol önlemlerinin alınması 2) Ev içinde çamaşır kurutulmaması 3) Aktif ve pasif sigara içiminin önlenmesi 4) Evcil hayvan tüyüne alerjinin olması durumunda evde hayvan beslenmemesi 5) Saç spreyi, deodorant, kokulu deterjan & sabun, parfüm kullanılmaması 6) Evin düzenli olarak havalandırılması 7) Yatak odasında ev tozu akarları barındırabilecek eşyaların bulundurulmaması 8) Yaşanılan yerde nem oranın düşük tutulması 9) Bahçe işlerinden uzak durulması 10) Maske takılarak evde sık sık temizlik yapılması 11) Pamuklu ve yünlü eşyaların kullanımının bırakılması 12) Polenlerin yoğun olduğu dönemlerde gerekli olmadıkça dışarıda vakit geçirilmemesi 13) Polen sezonu boyunca antialerjik ilaçların kullanılması 14) Soğuk ve kuru havaların yanı sıra kirli ve sisli havalarda egzersiz yapmaktan kaçınılması Bayındır Sağlık Grubu Hakkında: Bayındır Sağlık Grubu’nun temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası grup şirketlerinden olan Bayındır Sağlık Grubu, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da Fenerbahçe, Beşiktaş, Şirinevler, İş Kule, Tuzla ve İzmir Alsancak olmak üzere 6 farklı lokasyonda bulunan Bayındır Diş Kliniklerinde de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.

Sağlık Haberleri

ASTIMI KONTROL ALTINDA TUTMAK MÜMKÜN Tüm dünyada en sık görülen bulaşıcı olmayan kronik solunum hastalıklarından birisi olan astım, dünya çapında yaklaşık 300 milyon kişiyi etkiliyor. Oluşmasında genetik ve çevresel faktörlerin büyük rol oynadığı astım hastalığında, çeşitli tetikleyicilere yanıt olarak gelişen ataklar yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Tetikleyici faktörlerden uzak durularak ve doktor kontrolünde reçete edilen ilaçların düzgün kullanımı sağlanarak atakların önlenebileceğini söyleyen Türkiye İş Bankası grup şirketlerinden Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, astım hakkında detaylı bilgiler paylaştı. Bronş etrafındaki kasların enflamasyonu sonucu ortaya çıkan astım, sık geçirilen enfeksiyonlara ya da alerjiye bağlı olarak gelişebiliyor. Astımın oluşmasında genetik ve çevresel faktörlerin büyük rol oynadığını dile getiren Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, “Astım oluşmasında aile öyküsü en önemli faktörlerden birisi olarak biliniyor. Anne babadan birinin astımlı olması durumunda çocukta astım görülme riski yüzde 25’ken, anne ve babanın her ikisinin de astımlı olması durumunda risk yüzde 50’leri buluyor. Aile öyküsünde astım olmadan da genetik bazı bozukluklara bağlı olarak astım gelişebiliyor. Ayrıca alerji, obezite, hava kirliliğine maruziyet, sigara kullanımı gibi çevresel faktörler de astım gelişiminde rol oynuyor. Nefes darlığı, öksürük, göğüste hırıltı, tıkanıklık ve sıkışma hissi gibi semptomlar astımın habercisi olarak biliniyor. Bu semptomlar aralıklı ve genellikle geceleri ya da egzersiz sırasında kötüleşiyor. Gece özellikle sabaha doğru olan şikayetler astımın habercisi oluyor. Astımın tanısı için, tüm şikayetlerin aynı anda görülmesi gerekmiyor. Sadece öksürük ile seyreden astım vakaları da olabiliyor” dedi. ASTIM TANISI KOYARKEN HASTA ÖYKÜSÜ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR Astım tanısının konulabilmesinde hasta öyküsünün büyük önem taşıdığını belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, “Kişinin yakınmaları, aile öyküsü ve eşlik eden hastalıkları göz önünde bulunduruluyor. Fizik muayenesinin yanı sıra bazı tanısal testlerin yapılması gerekiyor. En temel testler solunum fonksiyon testleri ve alerji testleri olarak biliniyor. Astımlı kişilerde aniden ilerleyen astım şikayetlerinin ortaya çıkması ve artması astım atağına neden oluyor. Nefes darlığının derecesi, kalp atım hızı, solunum sayısı, oksijen satürasyonu ile PEF ve FEV1 değerleri atağın şiddetini ortaya koyuyor. Genellikle astım atağında rol oynayan bir dış etken bulunuyor. Enfeksiyon, alerjen maruziyeti, malignite, enflamasyon, hava kirliliği ve benzeri durumlar atağa sebep olabiliyor” ifadelerinde bulundu. ASTIMI TETİKLEYEN FAKTÖRLER Tetikleyicilerin kişiden kişiye değişiklik gösterebildiğini söyleyen Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astım atağına yol açabilen etkenleri sıraladı: 1) Ev tozu akarları, 2) Çimen, ağaç, 3) Küfler, 4) Kedi, köpek, kuş gibi hayvan tüyleri, 5) Viral, bakteriyel enfeksiyonlar, 6) Sigara dumanı, parfüm, saç spreyi, bazı sabunlar, 7) Sis, hava kirliliği, 8) Ortam değişikliği, 9) Ağır egzersiz, 10) Psikolojik faktörler, 11) Rutubetli hava, 12) Mesleki faktörler, ASTIM TEDAVİSİNDE İLAÇLAR ÜÇE AYRILIYOR Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astım tedavisi ile ilgili şunları söyledi; “Astımda tam tedavi söz konusu olmasa da astımı kontrol altına alabilmek için biyolojik, fiziksel ve psikososyal çevrenin etkilerinin anlaşılması büyük önem taşıyor. Astım tedavisinin amacı, kişinin gününü yakınmasız geçirmesi ve hastalık ile ilişkili ortaya çıkacak gelecekteki risklerden korunması olarak ifade ediliyor. Bu nedenle astımlı hastaların tedavi edilebilmesinin temel taşını eğitim oluşturuyor. Astımın kontrol altına alınabilmesi için, hastalık ve tetikleyen faktörlerin iyi tanınması gerekiyor ve önerilen ilaçların düzenli kullanılması büyük önem taşıyor. Ayrıca doktor kontrollerinin de ihmal edilmemesi gerekiyor. Astımın temel tedavisinde genellikle inhaler steroid ilaçlar kullanılıyor, zaman zaman bronkodilatörler (bronş açıcı) ile kombine edilebiliyor. Ayrıca damar yoluyla ya da ağızdan alınan tabletlere de başvurulabiliyor. Tedavide hangi ilaç tercih edilirse edilsin, etkin bir sonuç alınabilmesi için ilaçların doğru alınması büyük önem taşıyor. İlaçlar bırakılır, düzensiz kullanılır ya da yanlış dozlarda alınırsa astım kontrol altında tutulamıyor. Bu nedenle tedavinin mutlaka göğüs hastalıkları uzmanının gözetiminde planlanması ve hasta-hekim iş birliğinin kurulması gerekiyor. Ayrıca astımda tedavi sürekli olmayabiliyor, dönemsel de olabiliyor. GINA kriterlerine göre astım tedavisine başlanılıyor, tedavi bitiriliyor ya da ilaç ayarlaması yapılıyor.” SİGARA KULLANIMI ASTIMI TETİKLİYOR Astımlıların pasif olarak sigaraya maruz kalmalarının dahi astım ataklarının sıklığını artırdığını ifade eden Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, “Sigara içiminin kesinlikle bırakılması gerekiyor. Sigara içen astımlılarda KOAH riski de çok daha yüksek oluyor. Ayrıca sigara, astım tedavisinde kullanılan ilaçların etkinliğini azaltıyor. Gebeyken sigara içen ya da pasif olarak sigara dumanına maruz kalan annelerin bebeklerinde astım gelişme riski yüksek oluyor. Ayrıca çocukların sigara dumanına maruziyeti sonucunda akciğer gelişimi ve solunum fonksiyonları olumsuz etkileniyor, astım gelişme riski artıyor” dedi. ASTIM ATAKLARINDAN KORUNMA YOLLARI Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, astım ataklarından korunmanın yollarını sıralayarak sözlerini noktaladı: 1) Ev içi çevre kontrol önlemlerinin alınması 2) Ev içinde çamaşır kurutulmaması 3) Aktif ve pasif sigara içiminin önlenmesi 4) Evcil hayvan tüyüne alerjinin olması durumunda evde hayvan beslenmemesi 5) Saç spreyi, deodorant, kokulu deterjan & sabun, parfüm kullanılmaması 6) Evin düzenli olarak havalandırılması 7) Yatak odasında ev tozu akarları barındırabilecek eşyaların bulundurulmaması 8) Yaşanılan yerde nem oranın düşük tutulması 9) Bahçe işlerinden uzak durulması 10) Maske takılarak evde sık sık temizlik yapılması 11) Pamuklu ve yünlü eşyaların kullanımının bırakılması 12) Polenlerin yoğun olduğu dönemlerde gerekli olmadıkça dışarıda vakit geçirilmemesi 13) Polen sezonu boyunca antialerjik ilaçların kullanılması 14) Soğuk ve kuru havaların yanı sıra kirli ve sisli havalarda egzersiz yapmaktan kaçınılması Bayındır Sağlık Grubu Hakkında: Bayındır Sağlık Grubu’nun temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası grup şirketlerinden olan Bayındır Sağlık Grubu, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da Fenerbahçe, Beşiktaş, Şirinevler, İş Kule, Tuzla ve İzmir Alsancak olmak üzere 6 farklı lokasyonda bulunan Bayındır Diş Kliniklerinde de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.

100. YILDA TÜRK KADINI FOTOĞRAF YARIŞMASI

100. YILDA TÜRK KADINI FOTOĞRAF YARIŞMASI
Bu haber 25 Mart 2023 - 16:19 'de eklendi ve 161 kez görüntülendi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 9 Ocak’ta başlattığı “Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Kadını” fotoğraf yarışması, yaşamın her alanında kadının yerini ve gücünü fotoğraflarla ortaya koydu. 3 binin üzerinde fotoğrafın katıldığı yarışmada; sağlıktan eğitime, sanattan spora birçok farklı alanda modern ve çağdaş Türkiye’nin mimarı kadınların olduğu fotoğrafların yanı sıra kültürel mirasımızın izlerini taşıyan kadınların yer aldığı kareler de ödüllere damga vurdu.

Yanık: “Fotoğraflar üzerinden toplumsal bellek inşa edildi”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, geçtiğimiz 100 yılda oluşan görsel hafızada en önemli yeri fotoğrafların tuttuğunu söyledi. Fotoğraflar üzerinden toplumsal bellek inşa edildiğini vurgulayan Bakan Derya Yanık, “Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, 1985’den bu yana çok önemli bir bellek inşa ediyor. Bu kapsamda Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ile birlikte milletimize yeni bir hafıza hediye etmeye çalıştık” dedi.

Bakan Derya Yanık, ‘Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Kadını’ fotoğraf yarışmasının hem fotoğraf sanatının desteklenmesi hem de Türk kadınının sosyal, kültürel, sanatsal, bilimsel ve sportif faaliyetlerde başarılarının ortaya konması açısından önemli olduğunu belirterek, “Hem dernek yönetimine hem de katılımcılara ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ödül sahiplerini de tebrik ediyorum” diye konuştu.

420 Fotoğrafçı, 3 Bin 59 Kare Fotoğraf

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ile birlikte düzenlediği yarışmaya 420 fotoğrafçı, 3 bin 59 kare fotoğrafla katıldı ve ödülleri verildi.

‘’Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Kadını” fotoğraf yarışması birinciliğini Covid-19 salgını sırasında koronavirüse yakalanan annelerin bebekleriyle ilgilenen hemşire Ece Özcan’ın olduğu kareyle Uğur Yıldırım aldı.

Genç Kadınlar Eskrim Kılıç Milli Takım kaptanı Nisanur Erbil’in portresiyle Selahattin Sönmez’in ikinci olduğu yarışmada, Mehmet Yılmaz ise İzmir Güzelyalı Köprüsü’nde spor yapan kadın fotoğrafıyla üçüncülüğü kazandı.

Kadın polisler karesiyle Ozan Güzelce, dansçı Ela Şahin karesiyle Muzaffer Murat İlhan, Türkiye’nin tek kadın nalbantı Şeyma Kalkan karesiyle Deniz Kalaycı, sanatçı Deniz Sağdıç karesiyle Erdem Şahin, milli voleybolcu Eda Erdem’in sevinç karesiyle Mert Bülent Uçma yarışmada mansiyon alırken; müzisyen Dilan Lutfunsa karesiyle Murat Bakmaz, heykel boyama yapan genç bir kadın karesiyle songül Geyik, öğretmen Melike Taşkın ve halı dokumacılığı yapan Güneş Tunç kareleriyle Ufuk Turpcan ise etkileşim ödüllerinin sahibi oldu.

“100.Yılda Türk Kadını” Fotoğraf Yarışması Jürisi

İletişimin güçlü aracı ve dünyanın ortak dili olan fotoğraf aracılığı ile Cumhuriyetin 100. Yılında Türk kadınının başarılarının ortaya konmasının amaçlandığı yarışmadaki arşiv sergi ve basılı yayınlarla Türkiye’nin farklı kentlerine taşınacak. Yarışmanın jürisinde ise Depo Photos Genel Yayın Yönetmeni Abdurahman Antakyalı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Basın Müşaviri Celal Çamur, AFSAD Başkanı Cengiz Oğuz Gümrükcü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Temsilcisi Meral Bayazıt, Gezginfoto Genel Yayın Yönetmeni Nihan Özgen Meleke, TFMD Başkanı ve Hürriyet Gazetesi Foto Muhabiri Rıza Özel ile Başkent Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölüm Başkanı Şirin Gazialem yer aldı.

ÖDÜL ALAN KARELER

100. Yılda Türk Kadını Birincisi, Uğur YILDIRIM

Sancaktepe Şehit Profesör Doktor İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi yeni doğan yoğun bakım ünitesinde görev yapan hemşire Ece Özcan, annesi koronavirüse yakalanan küçük bebeklerle ilgileniyor.

100. Yılda Türk Kadını İkincisi, Selahattin SÖNMEZ

Genç Kadınlar Eskrim Kılıç Milli Takım kaptanı Nisanur Erbil.

100. Yılda Türk Kadını Üçüncüsü, Mehmet YILMAZ

İzmir, Güzelyalı Köprüsü’nde sabah sporu yapan bir kadın.

100. Yılda Türk Kadını Mansiyon, Ahmet Serdar ESER

Antalya’da itfaiye eri kadın alevlerle mücadele ediyor.

100. Yılda Türk Kadını Mansiyon, Ozan GÜZELCE

Koronavirüs tedbirleri kapsamında İstanbul’da uygulanan sokağa çıkma yasağında Taksim Meydanı’nda güvercinleri besleyen kadın polisler.

100. Yılda Türk Kadını Mansiyon, Muzaffer Murat İLHAN

Denizli Pahoy Dans Kulübü dansçılarından Ela Şahin.

100. Yılda Türk Kadını Mansiyon, Deniz KALAYCI

Türkiye’nin aktif olarak çalışan tek kadın nalbantı Şeyma Kalkan.

100. Yılda Türk Kadını Mansiyon, Erdem ŞAHİN

Sanatçı Deniz Sağdıç, atıkları sanat eserine dönüştürüyor. Sağdıç, İGA İstanbul Havalimanı Atık Sistemlerini ziyareti sırasında meşrubat kutusu atıklarıyla.

100. Yılda Türk Kadını Mansiyon, Mert Bülent UÇMA

Türk Milli Takımı, 2019 Avrupa Voleybol Şampiyonası’nda Hırvatistan’ı 3-2 yenerek çeyrek finale yükseldi. Takım kaptanı Eda Erdem Dündar’ın aldığı bir sayı sonrasında objektife yansıyan sevinci.

100. Yılda Türk Kadını Etkileşim Ödülü, Murat BAKMAZ

Müzisyen Dilan Lutfunsa, İstanbul’un ünlü İstiklal Caddesi’nde sokak müziği yapıyor.

100. Yılda Türk Kadını Etkileşim Ödülü, Songül GEYİK

Tarsus Elif Hatun Konağı’nda, heykel boyama yapan genç bir kadın.

100. Yılda Türk Kadını Etkileşim Ödülü, Ufuk TURPCAN

Öğretmen Melike Taşkın, Hatay’ın Altınözü ilçesi Kılıçtutan Köyü’nde koronavirüs pandemisi nedeniyle açık alanda öğrencilerine eğitim veriyor.

100. Yılda Türk Kadını Etkileşim Ödülü, Ufuk TURPCAN

Güneş Tunç, kadınlar tarafından el dokuma halıcılığın yaşatılmaya çalışıldığı Uşak Belediyesi’ne bağlı ‘Dokur Evi’nde halı dokumacılığı yaparak aile ekonomisine katkı sağlıyor.

100. Yılda Türk Kadını Sergileme Alanlar

Barış ACARLI

Tolga ADANALI

Adem ALTAN

Ahmet ASLAN

Levent ATEŞ

Engin AYYILDIZ

Murat BAKMAZ

Mürsel Çetin

Kadir ÇİVİCİ

Hilal EMNACAR

Ozan GÜZELCE

Arzu İBRANOĞLU

Mert Gökhan KOÇ

İhsan KORKUT

Levent KULU

İbrahim LALELİ

Sezai ÖZALTIN

Muhammet ÖZEN

Sebahattin ÖZVEREN

Selahattin SÖNMEZ

Murat ŞAKA

Yılmaz TOPÇU

Ayses UNGAN

Gülin YİĞİTER

Ayşe YONGA

Deprem nedeniyle tören olmayacak

“Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Kadını” fotoğraf yarışması ile ilgili 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem felaketi nedeniyle ödül töreni düzenlenmeme kararı alındı. Fotoğraflar daha sonra açıklanacak tarih ve yerlerde sergilenecek.

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.





POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA